Denizaltıların Geçmişten Günümüze Önemi
Denizaltılar tarihten bugüne en yaygın olarak donanmalar tarafından kullanıldılar. Amerika’nın kurulmasından Osmanlı’nın yıkılmasına kadar sayısız olayda rol aldılar. Tarih sahnesinden onlarca denizaltı tasarımı geçmesine rağmen birçoğu teoride başarı sağlasa da pratikte çok fazla sorun çıkarıyordu.
Ta ki Nazi Almanyası U-boot efsanesini suya indirene kadar…
Günümüzdeki denizaltılara çok benzer şekilde çalışan U-bootlar gaz tahrikli torpidoları enigma iletişim sistemi ve tabii ki Alman askeri ekolünün disiplini sayesinde denizin kurtları unvanını almaya hak kazanmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nda Akdeniz ve Pasifik okyanusunda adeta bir kurt sürüsü gibi dolanan bu denizaltılar müttefik ticaret ve savaş gemilerine adeta cehennemi yaşatıyorlardı. Winston Churchill’in “Savaş boyunca beni korkutan tek şey U-boot tehlikesiydi” sözleri denizaltıların İkinci Dünya Savaşı’ndaki önemini açıklamaya yetiyor. Ancak sonraki dönemlerde Sonar teknolojisinin icadı ve enigmanın şifresinin çözülmesi U-bootları da tarih sahnesinden hızlıca alıkoymuştur.
Sonarın icadı ile birlikte denizaltıların artık çok daha gelişmiş teknolojilere ihtiyaçları olduğu ortaya çıktı. Bu sebeple hayalet tasarımlar, en az sesle çalışan motorlar ve pervaneler geliştirildi. Ama yine de bir sorun vardı denizaltı bataryalarını doldurmak için dizel motorlar kullanılıyordu ve bu motorlar çok sesli çalışıyor yakıta ek olarak oksijen kullandığı için denizaltının yüzeye şnorkel çıkartmasını gerektiriyordu bu da onları açık bir hedef haline getiriyordu. Bu sorunun çözümünü de kısa sürede bulan insanoğlu nükleer enerji ile çalışan denizaltılar üretmeye başladı. Bununla da yetinmeyerek nükleer gücü bir silah haline getirip denizaltılara yerleştirdiler.
Rus ve Amerikan nükleer denizaltıları soğuk savaş döneminde birçok casus faaliyetlerde ve gövde gösterilerinde bulundular. Bu şekilde düşmanlarını hatta bütün insanlığı açıkça tehdit ettiler. Siyasiler arasındaki küçük bir kıvılcım ya da ülkeler arasında bir yanlış anlaşılma bu denizaltılarındaki bütün nükleer başlıklı füzelerin dünyanın dört bir yanına fırlatılmasına ve belki de şu an bildiğimiz insan ırkının tamamıyla yok olmasına sebep olabilirdi. neyse ki son dönemlerde yapılan nükleer silah kullanımı hakkındaki anlaşmalar sayesinde bu tehdit oldukça azaltıldı.
Tarihle paralel olarak küçükten büyüğe, büyükten devasa boyutlara ulaşan denizaltılar günümüzde ise şaşırtıcı bir şekilde minimalize ediliyorlar. Kesin bir nedeni olmasa da savaşların okyanuslardan denizlere hatta nehirlere doğru kayması veya modern denizaltıların suyu bileşenlerine ayırarak hidrojen yakıtını ve oksijeni deniz suyundan üretmesi ile içinde bir nükleer santrale ihtiyaç duymamasından kaynaklı denizaltıların boyu küçültülüyor olabilir. Bunun yanında birçok ülke artık insansız mini denizaltılar üretmek için çalışıyor, yani gelecek de bizleri yıllarca denizin altında görev icra edebilen personelsiz ve tespit edilmesi imkansıza yakın denizaltılar bekliyor olabilir.
Bütün yazı boyunca denizaltıların askeri kullanımından bahsettik ne yazık ki pahalı ve komplike araçlar oldukları için askeri alan dışındaki kullanımları oldukça sınırlı olmuştur ama son dönemlerde teknolojinin yaygınlaşması ile beraber lüks turist denizaltıları, bilimsel araştırma denizaltıları hatta uyuşturucu kaçakçılarının kolluk kuvvetlerinden kaçmak için derme çatma ürettikleri narko denizaltılar ortaya çıkmaya başladı. Geleceğin bizi nereye götüreceğini bilemeyiz belki de yakın bir gelecekte çoğumuzun şehir limanında demirli bir mini denizaltısı olabilir.
İçerik Yazarı Adı Soyadı: Ahmet Can Çalıkoğlu
Keyifle okuduğum bir yazıydı. Elinize sağlık.