Denizcilik Kültürü ve Gelenekleri
Denizcilik kültürü, bir ulusun denizle olan alakasını yansıtan ve bir deniz gücü olabilmesi için önemli yer arz eden bir kültürdür. Tarihe bakıldığında zengin ülkelerin çoğunun zenginliğinin sebebinin denizle olan uğraşları ve denizi benimsemeleri olduğunu görürüz. Denizci geleneklerini ise denizci kültürler doğurmuştur. Gelenekler, kültürden kültüre değişiklik gösterir ve tarihi çok eskiye dayanmaktadır. Bu geleneklerin farklılık gösterme sebebi denizcilerin geçmişinden, milliyetinden vb. şeylerden doğmaktadır.
Farklılıklar olmasına karşın ortak gelenekler de mevcuttur. Bu geleneklerden bazıları şunlardır; -Hemoyalar tarihi çok eskiye dayanan denizcilerin gemi üzerinde ağır bir iş yaparken, kürek çekerken(forsalar) birbirlerini motive etmek için söyledikleri namelerdir.
-Selamlaşma, yine yukarıda olduğu gibi tarihi insanlık tarihi kadar eskidir, günümüzde nezaketen her gemi birbirini saygı anlamında selamlamaktadır.
Denizcilerin yaptıkları selamlaşmanın geleneği neye dayanmaktaydı? Sağ elin alına götürülmesi ile yapılan selamlaşma, ordudan geçmiştir. Orta çağ zamanlarında at üzerindeki şövalyeler karşılaştıklarında hem karşıdakinin yüzünü görmek hem de ellerinde silah olmadığını göstermek amacı ile miğferlerini açarlarmış, bu hareket de zamanla asker selamına dönüşmüş. Büyük Keşif döneminden sonra gemilerde sıklıkla isyan çıkarmaktaymış ve bu isyanlar sırasında donanmadaki tayfalar da subaylara ellerinde silah olmadığını göstermek için bu selamı yaparlarmış.
İlk zamanlarda avuç içi gösterilerek yapılan selam, zamanla avuç içinde denizcilerin işleri sırasında katran ya da yağ izleri kalması nedeni ile avuç içinin 45 derece açı ile alına değdirilmesi şeklinde uygulanmaya başlamıştır. Bu selam da zamanla modern denizci selamı haline dönüşmüştür. Eğer sivil bir gemi askeri bir gemiyle karşılaşırsa boyutu ne olursa olsun selam verir milliyeti fark etmeksizin. Daha eski tarihlerde selamlaşmanın barış veya savaş anlamına geldiği zamanlar olmuştur. Örneğin, İngiltere Manş Kanalından geçenlerden vergi almazdı lakin selam konusunda ısrarcıydı.
Geçen gemilerin eğer İngiltere’ye savaş açmak istemiyorlarsa yelkenlerini indirip geçmeleri lazımdı aksini yapan gemiler savaş açmış olurlardı.
-Yeni tekne, iyi dilekler için tekne denize indikten hemen sonra bir çift ayakkabı denize fırlatılır gibi birçok gelenek mevcuttur. Geleneklerin içinde bazı inançlar da vardır. Bazıları şunlardır; -Nisan ayının birinci günü yolculuğa çıkılmaz. Çünkü Adem Peygamber’in oğlu Kabil kıskançlık yüzünden o gün katledilmiş.
-Teknede kadın denizi kızdırır, çıplak kadın ise sakinleştirir. -Altın küpe denizciyi boğulmaktan korur, ayrıca yeniden dünyaya gelince denizci olur.
-Kızıl sakallı ve kızıl kafalı insanlar uğursuz sayılır.
-Güvertedeki babaların üzerine oturulmaz. (Baba: Halatları bağlamak için güverte üzerinde konulmuş silindir şeklindeki dökme demir sütunlara denir. Baba tek veya çift olabilir.
– Rüzgar Çağırma * Rüzgar için direğe bıçak saplanır. * Rüzgar için direk dibi kaşınarak, Haydar Haydar diye seslenilir * Rüzgarsız kalınırsa kaptan denize para atarak Poseidon’dan rüzgar satın alır (Poseidon (Ποσειδῶν), Yunan mitolojisinde yer alan denizler ve depremler tanrısı Kronos ile Rheia’nın oğlu. Zeus ve Hades’in kardeşi. Roma mitolojisi`nde Neptun (Neptunus) olarak bilinir.
İçerik Yazarının Adı Soyadı: Yıldıray AKGÜN
https://www.denizbulten.com/m-haber-12347.html
http://www.taussmarine.com/seyirdefteri/index.php/denizcilikte-batil-inanclar/
https://suustunde.com/tr/content-details/denizcilik-gelenekleri.html?I=252