in ,

Gemi Kira Sözleşmeleri (Geminin Yola Hazırlanması)

                               GEMİNİN YOLA HAZIRLANMASI

Taşıyan, her tür navlun sözleşmesinde taşıma borcunun ifasında kullanılacak gemiyi yapılacak yolculuk için hazırlamak zorundadır. Geminin yolculuğa hazırlanması, denize, yola ve yüke elverişli hale getirilmesini ifade eder. Yüklemenin başında geminin denize, yola ve yüke elverişli halde bulundurulması, taşıyanın en önemli borçlarından biridir. Denize, yola ve yüke elverişli geminin yükleme yerine yanaştırılması da, gemiyi yolculuğa hazırlama borcunun bir diğer gereğini teşkil eder.

1 . Denize elverişlilik 

TTK m. 932/1 hükmüne göre “gövde, genel donatım, makine, kazan gibi esas kısımları bakımından, yolculuğun yapılacağı sudan ileri gelen (tamamıyla normal tehlikeler hariç) tehlikelere karşı koyabilecek bir gemi denize elverişli sayılır.” Buna göre geminin denize elverişli olup olmadığını tespitte, herhangi bir zamanda yapılacak herhangi bir yolculuk değil, yapılacak belirli yolculuk esas alınır. Diğer bir anlatımla denize elverişlilik mutlak değil, yapılacak belirli yolculuğa göre değişen (nispi) bir durumdur. Örneğin; Marmara Denizi’nde yazın yapılacak yolculukla, kışın Atlantik’te yapılacak yolculuk için, aynı gemide aranan elverişlilik şartları birbirinden farklıdır. Dolayısıyla geminin yapacağı belirli yolculuk ve yolculuğun yapılacağı zaman esas alınarak denize elverişli olup olmadığı tespit edilir.

2 . Yola elverişlilik

TTK m. 932 / 2 gereğince yola elverişlilik, denize elverişli bir geminin, teskilatı, yükleme durumu, yakıtı, kumanyası, gemi adamlarının yeterliği ve vs bakımından, (tamamıyla anormal tehlikeler hariç) yapacağı yolculuğun tehlikelerine karşı koyabilmek için gerekli niteliklere sahip olmasını ifade eder. 

Yola elverişlilik de yapılacak belirli yolculuğa göre değişen bir kavramdır . Gemi adamlarının sayısı ve yeterliliği, “Gemi adamları Yönetmeliği ile bu Yönetmeliğe müsteniden hazırlanıp yürürlüğe konan (geminin özelliğine göre hangi yeterlik derecesine sahip kaç gemi adamı istihdam edileceği hakkındaki) “Gemilerin Gemi adamları ile Donatılmasına İlişkin Yönerge” hükümlerinde öngörülen sayıda ve yeterlik derecesine sahip gemi adamı ile donatılmış olmasını ifade eder.

Bir gemide söz konusu Yönerge hükümlerine uygun sayıda ve yeterlik derecesine sahip gemi adamı istihdam edilmiş ise, gemi adamlarının sayısı ve yeterliği bakımından yola elverişlilik sağlanmış olur. 

Gemide yolculuğu tamamlayacak kadar yakıt ve kumanya bulunmaması ya da yükün geminin dengesini bozacak şekilde kötü istif edilmiş olması halinde, gemi yola elverişsizdir.

3. Yüke elverişlilik

Yüke elverişlilik, “soğutma tesisatı da dahil olmak üzere, geminin eşya taşımada kullanılan kısımlarının, eşyanın kabulüne, taşınmasına ve muhafazasına elverişli olmasını” ifade eder ( TTK m . 932 / 3 ). 

Geminin yüke elverişli olup olmadığı, taşınması taahhüt edilen eşyaya göre belirlenir. Örneğin;

önceki seferde dökme halde kömür taşınan ambarda kömür kalıntıları bulunuyorsa, bu ambar yine kömür taşınacak olması halinde yüke elverişli ise de, dökme tahıl taşınacak olması halinde yüke elverişsizdir.

Geminin zamanında yükleme limanında hazır bulundurulması 

Çarter sözleşmelerinde geminin tamamı veya bir kısmı ya da belirli yerini dolduracak kadar yük yüklenmesi söz konusudur. Yüklemenin mümkün olan en kısa sürede tamamlanması iki tarafın da menfaatine olması sebebiyle, gemi yükleme limanında yüklemeye hazır olduğunda eşyanın da gecikmeksizin yüklenebilecek durumda olması ya da eşya yüklenmek üzere limana getirildiğinde geminin yüklemeye hazır olması istenir.

Bu nedenle, geminin yükleme limanında yüklemeye hazır olacağı zamanın sözleşme ile belirlenmesi önemlidir. 

Ancak taşıyan geminin yükleme limanına ulaşma zamanını kesin olarak bilemeyeceği için, gecikme ihtimalinin gözetip bu zamanın tahmin edilenden ileri bir tarih olarak belirlenmesinin, geminin erken gelmesi halinde de derhal yüklenmeye başlanmasını ister.

Taşıtan da liman masraflarından kaçınmak, belirli bir tarihe kadar yüklemenin yapılacağı taahhüdü altında  olmak gibi sebeplerle yükün en erken ve en geç ne zaman gemiye yüklenebileceğini bilmek zorundadır.

Geminin belirlenen en geç tarihte yüklemeye hazır olmadığı takdirde navlun sözleşmesini sona erdirip başka bir gemi ile bir an önce yükünü göndermek ister. Bu durum nedeniyle çartır sözleşmelerinde geminin yükleme limanında hazır olacağı zaman belirli bir gün olarak değil, en erken ve en geç tarihler arasındaki bir zaman olarak (Örneğin; ” Yükleme en erken 15.07.2020 tarihinde ve en geç 19.07.2020 tarihinde başlayacaktır. Gemi 19.07.2012 tarihinde yüklemeye hazır olmazsa taşıtan sözleşmeyi feshedebilir.” şeklinde) belirlenir. Uygulamada “fesih şartı (cancelling clause) olarak anılan bu tür kayıtlar uyarınca taşıyanın gemiyi yüklemeye hazır bulundurmak zorunda olduğu kesin ve nihai tarihe (örnekte 19. 07.2020)” kancello günü” (cancelling date – fesih günü ) denir. 

Gemi bu tarihte hazır bulundurulmazsa, taşıtan ihtara ve süre vermeye gerek olmaksızın ve taşıyanın kusuru aranmaksızın navlun sözleşmesini fesih yetkisine sahip olur(TBK m. 124, bent 3 ). 

Buna karşılık geminin yükleme limanında hazar bulundurulması gereken gün kesin olarak belirlenmemişse, taşıtanın gecikme sebebiyle sözleşmeyi feshedebilmesi için taşıyana uygun bir süre vermesi gerekir (TBK m. 123, 125) . 

                                                       YÜKLEME

Gemi yükleme limanına ulaşınca kaptan, navlun sözleşmesi uyarınca taşınacak eşyanın yüklenmesi için sözleşmede kararlaştırılan yere demirler ( TTK m. 1142 / 1 ). 

Sözleşmede yalnızca geminin yükleme yapacağı liman veya bölge belirlenmiş ise, gemi bu liman veya bölge için tahsis edilmiş demirleme alanında yükleme yerinin belirlenmesini bekler (TTK m.1142/1).

Yükleme, navlun sözleşmesinde taşınması üstlenilmiş olan eşyanın yolculuğa hazır hale getirilmiş olan gemiye, belirli bir zaman içinde konması suretiyle yerine getirilir. 

TTK m.1143 hükmünde sözleşme, yükleme limanı düzenlemeleri ve bunlar yerel taamül ile aksi öngörülmüş olmadıkça, eşyanın gemiye kadar taşıma işi taşıtana, gemiye yüklenme işi ve giderinin ise taşıyana ait olduğu öngörülmüştür.

Taşıtan ve yükletenin yükü usulüne uygun olarak yükleme görevi

Taşıtan ve yükleten, yükü usulüne uygun olarak yükleme görevi gereği, eşya hakkında taşıyana tam ve doğru beyanda bulunmakla yükümlüdür ( TTK m. 1145 / 1 ). 

Bunlardan her biri (taşıtan ve yükleten), beyanlarının doğru olmamasından doğan zarardan, kusurları olmasa bile taşıyana karşı sorumludur; zarar gören diğer kişilere karşı ise ancak kusurları varsa sorumlu olurlar. Taşıtan ve yükletenin taşınacak eşyanın cinsi, miktarı, diğer yüklerden ayırt edilmesini sağlayan işareti ve tehlikeli eşya niteliğinde olup olmadığı hakkında doğru beyanda bulunması taşıyan açısından önemlidir; zira bu beyanlar konişmentoya yazıldığı takdirde taşıyan aleyhine karine teşkil eder ( TTK m. 1239/3). 

Bu karinenin aksi, konişmentoyu içerdiği kayıtların doğruluğuna güvenerek devralan gönderilen dahil üçüncü kişiye karşı ispatlanamaz 

Bunun sonucunda taşıyanın tazminat ödemek zorunda kalması, eşya hakkındaki yanlış beyan yüzünden zarara uğramasının tipik örneğidir. 

Bundan başka geminin emniyeti, yolculuğun bir engelle karşılaşmadan devamı, istifin gereği gibi yapılması, yükleme ve boşaltmanın usulüne uygun olarak gerçekleştirilmesi ve navlunun belirlenmesi bakımından taşıyanın yükün cins ve mahiyeti hakkında doğru bilgi sahibi olmasının büyük önemi vardır.

Eşya, işareti vasıtasıyla diğer eşyalardan ayırt edilebileceğinden, işaretlerin doğru bildirilmesi de önemlidir. 

Taşıtan ve yükleten, taşınacak eşya hakkındaki yanlış beyanlarından doğan zararlar için, (taşıyandan farklı olan donatan, aynı gemide taşınan diğer yüklerin sahipleri, yolcular, kaptan ve diğer gemi adamları gibi) yolculukla ilgili diğer kimselere karşı ancak kusurları halinde sorumludurlar. 

Yükün ağırlığının yanlış bildirilmesi sonucu yükleme sınırının aşılmasıyla geminin batması, eşyanın işaretleri ile ilgili yanlış beyan yüzünden yüklerin birbiriyle karışmasından dolayı yanlış teslim bu hususa dair zarar örnekleridir. 

Yükleme için bekleme süreleri

Yüklemede süreler; TTK’ nun 1152 vd. hükümlerinde yolculuk ve kırkambar sözleşmelerinde farklı şekilde düzenlenmiştir

Yolculuk çarteri sözleşmeleri

Yolculuk çarteri sözleşmelerinde yükleme için bekleme süresi, starya (yükleme) ve kararlaştırılmışsa sürastarya süresinden oluşur.

Yükleme (Starya) süresi

Yolculuk çarteri sözleşmelerinde, taşıyanın taşımayı üstlendiği eşyanın gemiye yüklenmesi için kanunen beklemek zorunda olduğu süreye yükleme (starya) süresi denir. 

Yükleme süresi, kural olarak ücretsiz ise de, taraflar bu süre için ücret ödenmesini kararlaştırabilirler (TTK m. 1153/3).

Yükleme süresi, yüklemenin belli bir günde başlayacağı kararlaştırılmışsa, kararlaştırılan günde başlar. Yüklemenin belli bir günde başlayacağı kararlaştırılmamış ise, yükleme için taşıyan veya yetkili temsilcisinin TTK m. 1152/2-5 hükümlerine uygun şekilde hazırlık bildiriminde bulunması
gerekir. 

Yükleme süresi, hazırlık bildiriminin muhatabına ulaşmasını izleyen ilk takvim günü ve eğer yüklemeye fiilen başlanmışsa o andan itibaren işlemeye başlar (TTK m. 1153/1). 

Sürenin işlemeye başladığı anda fiilen yüklemeye başlanmış ise, yükleme yapılamayan sürenin hesaba katılıp katılmayacağı TTK m. 1156 hükmüne göre belirlenir.

Hazırlık bildirimi, taşıtana yapılır; ancak yolculuk çarteri sözleşmesine ve taşıtanın sonradan verdiği geçerli bir talimata göre, taşıtandan başka bir kişiye bildirimde bulunulması gerekiyorsa, bildirim bu kişiye yapılmalıdır TTK m.1152/4).

Sürastarya süresi

TTK m.1154 uyarınca taşıyan, sözleşmede kararlaştırılmış olması halinde eşyanın yükletilmesi için yükleme süresinden fazla beklemek zorundadır; fazladan beklenilen bu süreye “sürastarya süresi” denir.

Buna göre süastarya süresi, tarafların starya süresi,  içinde yüklemenin tamamlanmaması ihtimalini dikkate alarak kararlaştırıldıkları ek bekleme süresidir. 

Sürastarya kararlaştırılmamış ise, taşıyan yükleme süresi sona erdikten sonra yüklemenin tamamlanması için daha fazla beklemek zorunda değildir (TTK m. 1160)

Sürastarya süresi, sözleşme ile belirlenir; ancak sözleşmede sürastaryadan veya sürastarya parasından söz edilmiş olup da sürastarya süresi belirtilmemişse, bu süre on gündür (TTK m. 1154/2). 

Starya (yükleme) süresi bitince herhangi bir bildirime gerek kalmaksızın sürastarya süresi  işlemeye haşlar (TTK m. 1154 / 3).

Bekleme süresinin hesabı ve bir engel sebebiyle yükleme yapılamayan zamanın hesabı

(i) Yükleme (starya) süresi takvime göre aralıksız hesaplanır.

(ii) Taşıtanın faaliyet alanında gerçekleşen (rıhtım işçilerinin grevi, yükü limana getiren tren veya kamyonun arızalanması, gümrük işlemlerinin tamamlanamaması gibi) tesadüfi sebepler dolayısıyla eşyanın gemiye teslimi mümkün olmayan günler de yükleme süresinin hesabında dikkate alınır.

(iii) Taşıyanın faaliyet alanında gerçekleşen (gemideki vinçlerin arızalanması veya gemi adamlarının grevi gibi) tesadüfi sebepler dolayısıyla eşyanın gemiye alınması mümkün olmayan günler ise, süre hesabında dikkate alınmaz. Neticede bekleme süresi yükleme yapılamayan süre kadar uzamış olur.

(iv) Fırtına, buz istilası veya seferberlik gibi her iki tarafın faaliyet alanını ilgilendiren tesadüfi sebepler dolayısıyla eşyanın gemiye teslim edilmesi ve alınması imkânı bulunmayan günler yükleme süresine eklenir. Ancak bu tür yükleme engelleri starya süresi içinde çıkmış olsa bile taşıtan, yükleme yapılamayan süre için taşıyana sürastarya ücreti ödemekle yükümlüdür.

(v) Taşıyanın veya her iki tarafın faaliyet alanında çıkan bir engel nedeniyle yapılamayan yüklemeye fiilen devam edildiği anda, süre durduğu andan itibaren işlemeye başlar. Dolayısıyla taşıyanın veya her iki tarafın faaliyet alanında çıkan engel yüzünden fiilen yükleme yapılamayan süre starya süresinin hesabında dikkate alınmaz.

(iv) Sürastarya süresi, işlemeye başladıktan sonra, yükleme engeli kimin
faaliyet alanında çıkmış olursa olsun, kesintisiz olarak hesaplanır. İşlemeye başlayan sürastarya süresinin kesintisiz işlemeye devam edeceği kuralının istisnası, yükleme engeline taşıyanın kusuruyla sebebiyet vermiş olmasıdır. Taşıyanın kusuru ile sebebiyet verdiği engel yüzünden yükleme yapılama yan süre hesaba katılmaz.

TTK m. 1156 hükmünde yükleme engelinin süre hesabına etkisinde faaliyet alanı esas alınmıştır. Ancak bir tarafın faaliyet alanında çıkan tesadüfi yükleme engeli, diğer tarafın sebebiyet vermediği bir durumdur. Dolayısıyla starya süresi içinde bir tarafın faaliyet alanında ortaya çıkan ve yükleme yapılmasına engel olan duruma diğer taraf sebebiyet vermiş ise, sonucuna sebebiyet veren katlanır. Diğer bir ifade ile faaliyet alanı ilkesi ile sebebiyet verme ilkesinin çatışması halinde sonuç, sebebiyet verme ilkesine göre belirlenir.

Yolculuk çarteri sözleşmesinde FIO veya FIOS şartının öngörülmesi halinde, yükleme, boşaltma ve istif işlerini üzerine almasının sonucu olarak taşıtanın faaliyet alanı genişleyeceğinden, tesadüfi bir sebeple geminin eşyayı kabulünün mümkün olmadığı durumlarda da boş geçen günler bekleme süresinin hesabında sayılır; yani süre uzatılamaz.

Hızlandırma primi

Yolculuk çarteri sözleşmesinde yükleme (ve/veya boşaltma) işleminin  kararlaştırılan starya süresinden önce bitirilmesi halinde, starya süresinin  kullanılmayan kısmı için taşıyanın belirli meblağ ödeyeceği kararlaştırılabilir.

Taşıyan tarafından ödenecek bu meblağ, hızlandırma primi (dispatch money) olarak adlandırılır. Hızlandırma primi, yükleme (ve / veya boşaltma)  işlemini daha çabuk yapmaya teşvik eder; böylece taşıyanda gemisine gemisine daha çok sefer yaptırma imkanına sahip olur. Sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olmadıkça talep edilemez.

TTK m. 1157 hükmünde de “yüklemenin, sözleşmede kararlaştırılan yükleme (starya) süresinden önce bitirilmesi halinde, taşıyanın, kullanılmayan süre için taşıtana bir para ödemesini öngören anlaşmaların geçerli olduğu; bu paraya ilişkin sürenin hesaplanmasında, yükleme süresinin hesabına ilişkin kurallar uygulanacağı.” öngörülmüştür. Ancak navlunun belirlenmesine ilişkin olarak yükleme veya boşaltma limanında geçerli olan idari, mali veya cezai hükümleri dolanmak amacına primi anlaşmaları geçersizdir.

Bekleme süresinde yükleme yapılmaması ve eksik yükleme yapılması

Yükleme yapılmaması

Taşıyan yükleme için starya süresi ve kararlaştırılmış ise sürastarya
süresi sonuna kadar beklemek zorundadır. Dolayısıyla taşıyanın yükleme için beklemekle yükümlü olduğu süre sürastarya süresi kararlaştırılıp kararlaştırılmadığına göre değişir. TTK m. 1159/1 hükmü uyarınca yükleme süresi ve kararlaştırılmışsa sürastarya süresi bittiği halde yüklemeye henüz başlanmamışsa (hiç yükleme yapılmamışsa), taşıyan, sözleşmeyi feshedilmiş sayabilir veya yüklemenin yapılması için beklemeye devam edebilir.

Yükleme yapılmaması

Taşıyanın sözleşmenin feshedildiğini kabul edip TTK m. 1158/2 uyarınca tazminat isteyebilmesi için, beklemekle yükümlü olduğu süre dolduğun da, faks mesajı, elektronik mektup veya benzeri teknik iletişim araçlarıyla da mümkün olmak üzere taşıtana yazılı bildirimde bulunması zorunludur (TTK m. 1159/ 2).

Taşıyan, beklemekle yükümlü olduğu süre dolduğunda sözleşmeyi feshedilmiş saydığı bildiriminde bulunmaz ve yüklemenin yapılmasını beklemeye devam ederse, artık fesih tazminatı değil, sadece bu fazla bekleme sebebiyle uğradığı zararın tamamını taşıtandan isteyebilir (TTK m.1159/3).

Eksik yükleme yapılması

Starya süresi ve yükleme tamamlanmamış olsa bile taşıyan yola çıkabilir; yüklemenin tamamlanması için daha fazla beklemek zorunda değildir. Ancak taşıtan yüklemenin tamamlanması için beklenmesi talimatını verir ve taşıyan da bu talimata dayanarak starya ve kararlaştırılmış ise sürastarya süresinden sonra beklemeye devam ederse, taşıyan beklediği süre için yaptığı giderlerle bu yüzden uğradığı zarara karşılık tazminat talep edebilir (TT erdiği anda (TTK, 1160/1). 

Yükleme süresi ve anda, taşınması kararlaştırılan eşyanın tamamı yüklenmiş olmasa bile, taşıyan yola çıkılmasını talep ettiği takdirde, taşıyan taşıtanın talebi üzerine yola çıkmak zorundadır. 

Kırkambar sözleşmeleri

Kırkambar sözleşmelerinde kanunen bir bekleme süresi öngörülmemiştir; taşıtan, taşıyanın veya yetkili temsilcisinin çağrısı üzerine, gecikme eşyayı yüklemek zorundadır (TTK m. 1163/1).

Taşıtan gecikirse taşıyan, eşyanın teslimini beklemekle yükümlü değildir. Yolculuk, eşya teslim alınmadan başlamış olsa bile, taşıtan tam navlunu ödemekle yükümlüdür (TTK m. 1163/2). Ancak bu durumda taşıyanın teslim edilmiş olmayan eşya yerine yüklediği eşyanın navlunu, taşıtanın eşya yerine yüklediği eşyanın navlunu, taşıtanın ödeyeceği tam navlundan indirilir.

Taşıyanın, eşyayı teslim etmekte geciken taşıtandan navlun isteyebilmesi için, bunu yola çıkmadan önce taşıtana faks mesaji, elektronik mektup veya benzeri bir araçla da mümkün olmak üzere yazılı şekilde bildirmesi gerekir.

 

 

 

 

 

 

PROF.DR.İSMET BALIK’IN DERS NOTLARINDAN ALINMIŞTIR.KENDİSİNE TEŞEKKÜR EDERİZ

 

 

Yazar Gabya - Özlem Çakmak

Ondokuzmayıs üniversitesi- deniz ve liman işletmeciliği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Pilot Çarmıhı (Şeytan Çarmıhı) Standartları, Kullanımı ve Serimi

Geminin Yolculuğu Ve Boşaltma