DENİZ İŞ HUKUKU KAVRAMI
İş hukuku, çalışan ile işveren arasındaki hukuki ilişkiyi düzenleyen ve inceleyen bir hukuk dalıdır. Anayasamız gereğince devlet, çalışanları korumak, taraflar arasında adil bir denge kurmak, çalışma barışını sağlamak, çalışma yaşamının dinamik yapısının ortaya çıkardığı yeni gereksinimleri karşılamak amacı ile işçi ve işveren ilişkilerine müdahale eder.
Deniz iş hukuku ise iş hukukunun bir alt dalı olup, gemiadamlarının (çalışan) çalışma koşul ve şartlarını, işveren konumundaki gemi sahipleri veya gemi işletenleri ile aralarındaki hukuki ilişkiyi düzenleyen kurallar bütünüdür.
İş hukukundaki düzenlemeler dışında neden ayrı bir Deniz İş Hukuku mevzuatına ihtiyaç duyulmuştur?
Denizde çalışmanın kendine özgü özellikleri, tehlike ve riskleri vardır: gemide çalışmak bir çok şeyden mahrumiyet gerektirmektedir; gemi adamları hem iş görme edimlerini hem de dinlenme ve barınma ihtiyaçlarını gemide geçirmek zorundadırlar; gemiadamları karadan, ailelerinden ve sosyal hayattan uzak, izole bir hayat sürmektedirler; ayrıca gemiadamları ağır ve tehlikeli çalışma koşullarında çalışmakta, yetersiz gıda, kötü çalışma koşulları ve yabancı limanlarda terk edilmek gibi bir çok konuda tehlike ve risk altında bulunduklarından ayrı ve özel bir takım kurallarla korunmaları gerekmektedir.
Bu sebeplerden ötürü bir çok ülke gemiadamları için farklı iş kanunları çıkarmış ve ayrıca ILO (International Labour Organization- Uluslararası Çalışma Örgütü) tarafından MLC (Maritime Labour Convention- Deniz İş Konvansiyonu) hazırlanmıştır.
DENİZ İŞ HUKUKUNDA YORUM
Genel olarak hukukta 3 ana yorum türü bulunmaktadır:
1) Lafzi Yorum: Bu yorum türünde, hukuk kurallında kullanılan sözcüklerden yola çıkarak ve metne bağlı kalınarak yorum yapılmaktadır.
2) Tarihsel Yorum: Hukuk kuralının oluşturulma sürecindeki (hazırlık çalışmaları, komisyon raporları, meclis tutanakları gibi) kanun koyucunun sübjektif tarihi iradesi araştırılarak yorum yapılmaktadır.
3) Amaçsal Yorum: Bu yorum türünde, kanun koyucunun hukuk kurallarının uygulanacağı anda güdeceği amaç araştırılarak yorum yapılmaktadır. Yani, hukuk kurallarının objektif amacı ve uygulandığı zamanın ihtiyaçlarına göre yorum yapılmaktadır.
İşçi ve işveren arasındaki hukuki ilişkiyi konu edinen iş hukukunda, işverinin işçiye göre daha güçlü konumda olduğu maddi gerçeği karşısında, adil bir denge kurabilmek için hukuki düzenlemelerin işçiyi koruyacak şekilde yapıldığı söylenebilir. Aynı şekilde deniz iş hukukunda da işveren gemi sahibi veya işleteni karşısında daha güçsüz durumda olan gemiadamlarının hak ve menfaatlerini koruyucu nitelikte hukuki düzenleme yapılmıştır. Nitekim güçlü karşısında güçsüzü korumak hukukun genel ilkelerindendir. Bu bağlamda, yukarıda anlatılan yorum yöntemlerine başvurulma
ihtiyacı doğduğunda, amaçsal yorum, iş hukukuna egemen olan ilkelerden: (a) işçinin korunması ve (b) işçi lehine yorum ilkelerinden de yararlanılarak yapılmalıdır.
(a) İşçinin Korunması İlkesi:
İş sözleşmesini belirleyen kriter hukuki-kişisel bağımlılıktır. İşçi edimini (iş, eylem) işverenin karar ve talimatları çerçevesinde yerine getirmektedir. İşçinin işverene karşı kişisel bağımlılığı olduğundan işçi ile işveren arasında hiyerarşik bir bağ vardır. İş sözleşmesine dayandığı için hukuki, işçiyi kişisel olarak işverene bağladığı için kişisel bağımlılık söz konusudur. İşçinin işverene karşı ekonomik, hukuki ve kişisel olarak bağımlı olması nedeniyle, onun işveren karşısında korunması iş hukukunun ana kuralı olarak kabul edilmekte olup deniz iş hukukunda da uygulanmaktadır. Bu nedenle yorum yapılırken iş hukukunun işçileri koruyucu niteliğinin her zaman göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
İşçinin Korunması İlkesi, Yüksek Yargı İçtihatlarıyla da kabul edilmiş olup, özellikle delillerin hüküm vermeye yeterli olmadığı ya da kesinlik göstermediği, delil ve karşı deliller değerlendirildiğinde, birbirine üstünlük verilemediği durumlarda (örn. Hem işçi hem işveren tanıklar dinletmiş işçinin tanıkları işçi iddiaları, işverenin tanıkları da işverenin iddiaları doğrultusunda beyanda bulunmuş ise) işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkelerinden yararlanılmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2008/9-179 E, 27.02.2008 tarih ve 2008/165 K sayılı kararı)
(b) İşçi Lehine Yorum İlkesi:
Mevzuatta hüküm bulunmayan veya hükmüm bulunmasına rağmen işbu hükmün açık ve anlaşılabilir olmaması halinde işçi lehine olacak şekilde hukuk kurallarının yorumlanmasına işçi lehine yorum denilmektedir.
İşçi lehine yorum ilkesi işçinin korunması kuralının bir sonucudur. İşçi lehine yorum ilkesi gereğince, iş hukukunda istisnai hükümlerin dar ve işçi lehine yorumlanması gerektiği hususu Yüksek Yargı İçtihatlarıyla da kabul edilmiştir. Özellikle hukuk kurallarının zaman içerisinde değişen koşullara uygun olmaması, yeni hukuk kurallarının oluşturulmasının da zaman alacak olması sebebiyle, amaçsal yorum yöntemi ile birlikte işçi lehine yoruma başvurulmalıdır.