in

AÇIK DENİZ KAFES SİSTEMLERİNDE DENİZ BALIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ

AÇIK DENİZ KAFES SİSTEMLERİNDE DENİZ BALIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ

Deniz ağ kafesleri kıyı, körfez, lagün gibi girintili çıkıntılı deniz kenarlarında belli sığ su alanlarının etrafı çevrilerek oluşturulan, belirli bir yere sabitleştirilmiş çitle çevrili su ürünleri üretim alanları dışında deniz ortamında gerektiğinde yeri değiştirilebilen, ortam koşulları uygun olmadığı zaman daha uygun alanlara ulaştırılabilen avantajlı yapılardır. Bunlar şekil olarak birçok şekillerde kare, dikdörtgen, altıgen ve yuvarlak şekillerde olabilmektedirler.

Denizlerde bulunan doğal su ürünleri stoklarından maksimum yararlanma düzeyine yaklaşılmış olması; birçok türün doğal veya avcılık yoluyla üretiminin artan talebi karşılayamaması; 200 millik Münhasır Ekonomik Bölge ilanlarının balık avcılığında kısıtlamalara neden olması;

Açık deniz balıkçılığının giderek pahalı bir ekonomik faaliyet haline gelmesi; deniz kirliliği ve aşırı avcılık gibi nedenlerle doğal balık stoklarına zarar verilmesi, bazı türlerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelinmesi, bu türlerin stok takviyesine gerek duyması; su ürünlerinin beslenmedeki önemini kavrayan toplumlarda sadece av sezonunda değil bütün yıl için talep oluşması gibi nedenlerle yetiştiricilik önemli hale gelmiştir.

Kafes Tipleri

Balıkçılık teknolojisinde kullanılan deniz kafesleri genel olarak yüzen kafesler, belli bir yere tespit edilmiş kafesler ve orta su veya dibe yerleştirilmiş dalgıç kafesler olarak sınıflandırılabilir. Belli bir yere tespit edilmiş kafesler koy, körfez, liman gibi korunmalı yerlerde kıyıyla irtibatlı deniz kafesleridir. Orta suya veya dibe yerleştirilmiş dalgıç kafesler, dalgaların dalga boyunun yarısı kadar derinlikten sonra etkilerinin olmamasından ve nispeten sıcaklık değişimi ve akıntı etkisinin az olması nedeniyle tercih edilmektedir. Serbest olarak su hattında yüzmekte olan deniz kafesleri en fazla kullanılan kafeslerdir. Bu tür kafesler daha az korumalı yerlerde ve açık denizlerde kullanılmaktadır.

Açık deniz balık çiftçiliğinde kullanılmakta olan deniz kafesleri başlıca beş ana gruba ayrılabilir. Bunlar basit esnek tek ağ torbalı kafesler, esnek olmayan tek ağ torbalı kafesler, basit esnek olmayan çok ağ torbalı kafesler ve dalgıç kafesleridir. Basit esnek tek ağ torbalı kafesler, genellikle yuvarlak şekilli olup farklı çaplarda iç içe yerleştirilmiş silindir borulardan oluşmaktadırlar. Bu silindirler esnek yapıda olup gelebilecek her türlü etkiyi esneklikleri vasıtasıyla giderebilmektedirler. Bu kafeslerde tek bir ağ torbası olup içteki silindir boruya monte edilmiştir. Doğu Karadeniz kıyılarında kullanılan kafesler bu tip kafeslerdir.

Esnek olmayan tek ağ torbalı kafesler, genellikle alüminyum-çelik alaşımları gibi metal ve alaşımlardan imal edilen taşıyıcı çerçevelerden oluşmuş dikdörtgen veya çokgen tek ağ torbalı kafeslerdir. Basit esnek olmayan çok ağ torbalı deniz kafesleri, taşıyıcıları yine alüminyum, çelik ve alaşımlardan oluşan birkaç tek ağ torbalı kafesin birleştirilerek oluşturulan kafes sistemleridir. Esnek olmayan çok ağ torbalı büyük yapılar ise açık deniz koşulları için imal edilmiş olup oldukça büyük yapılardır. Dalgıç kafesler ise genellikle uygun olmayan hava ve çevre koşullarında yüzeyden 2-5 m derinliği batırılabilen kafeslerdir.

Açık deniz sisteminin diğer bazı yararları şöyle sıralanabilir.

  • Su değişiminin çok iyi olması,
  • İşletmenin kendisinin ve başkalarının kirletici etkilerinden uzak olması,
  • Bunlara bağlı olarak birim alana daha fazla stoklama yapılabilmesi,
  • Uzun vadede ekonomik olması,
  • Turistik kıyısal alanların işgal edilmemesi,
  • Kapasite sınırlaması olmaması,
  • Daha temiz ve hareketli su daha sağlıklı, iyi gelişmiş kaliteli balıkların üretimine yardımcı olur.

Deniz ortamının dinamiği, deniz suyunun içerdiği mineraller ve plankton sayesinde besleyici özelliği deniz kafeslerinde su ürünleri yetiştiriciliğinin dünyada gittikçe payını yükseltmesini sağlamıştır. Deniz ortamının avantajlı yönleri yanında çevresel koşullar ve kuvvetlerin kafesler ve balıklar üzerindeki etkileri gibi dezavantajlı durumlarda söz konusudur.

Deniz Balığı Yetiştiriciliğinde Su Kalitesinin Önemi

Su Sıcaklığı: Su sıcaklığı, balıklar üzerinde etkisi en önemli olan ve yetiştiriciliği yapılacak türün pazar ağırlığına ulaşma süresini belirleyen su kalite özelliğidir. Su sıcaklığına adaptasyon; balığın yaşına, mevsime ve fizyolojik şartlara bağlıdır. Su sıcaklığı, balıkların solunum hızı, yem değerlendirme oranı, büyüme, davranış ve üreme gibi fizyolojik işlemlerini büyük ölçüde etkiler. Su sıcaklığındaki 10 °C’lik bir artış, kimyasal ve biyolojik reaksiyonlarda iki veya üç katlık artışa sebep olur.

Balıklar, gereksinim duydukları optimum su sıcaklığına göre soğuk su balıkları (≤15°C), ılık su balıkları (15-24 °C) ve sıcak su balıkları (≥ 25 °C) olarak adlandırılır. Balıkların bulundukları ortamlarda su sıcaklığı değişimleri kademeli olmalı ve bir gün içerisinde birkaç dereceyi aşmamalıdır; bir dakikadaki 0,9 °C’den fazla su sıcaklığı değişimleri balıklarda termal (ısısal) sıcaklık şoku ve ölüme neden olmaktadır. Ayrıca balıkların taşıma ve stoklama sularında sıcaklık farkı 2 °C’den fazla olmamalı, 5°C’den fazla ani değişimlere ise izin verilmemelidir.

Su sıcaklığı, oksijenin sudaki çözünürlüğü başta olmak üzere diğer tüm su kalite özelliklerinin birbiriyle etkileşimini belirler. Daha yüksek sıcaklıklar daha az çözünmüş oksijen içerirken su sıcaklığı arttıkça, amonyak ve ağır metallerin zehirliliği artmaktadır.

Yetiştiricilik yapılan sudaki istenmeyen sıcaklık artışları; balıklarda davranış değişikliklerine yol açar; denge kayıpları ve solungaç fonksiyonlarında (solunum sayısında yükselme) sorun oluşturur. Aynı zamanda kanın oksijen taşıma kapasitesi düşer. Su sıcaklığının düşmesi ise metabolizma sorunlarına neden olur.

Yoğunluk: Sudaki bütün maddelerin yoğunluğu su sıcaklığına bağlıdır. Soğuk sular sıcak sulara oranla daha yoğundur ve bu durum derinlik arttıkça azalır. Saf su +4 oC’de en yüksek yoğunluğa (1,0 g/cm3 ) sahiptir. Bu sıcaklığın altında yoğunluk tekrar yavaş yavaş azalır. Su 0 oC civarında donar ve buz olarak suda yüzer. Bu özellik ise soğuk iklimlerde de sudaki organizmalara yaşama olanağı sağlar. Sular yüzeyden derine doğru donar ve böylece tabanla yüzey arasında yeterli derinlikte su tabakası oluşur. Böylece derin su katmanlarında +4 °C ya da daha yüksek su sıcaklığında buz oluşamayacağından, balıkların kış aylarını geçirebilecekleri kısmen sıcak sudan oluşan doğal bir sığınak ortamı oluşur.

Renk: Sucul ekosistemlerde renk yüzeyde dağılan güneş ışığının spektral yapısına dayanır. Işığın çeşitli dalga boyları, suya eşit biçimde nüfuz etmez. Güneş ışığının hiç nüfuz etmediği çok derin sularda yaşayan balıklar, genellikle koyu renklidir ve çoğu lüminesans gösterir. Balıkların renkleri, gözlerinin büyüklüğü ve yeri, lüminesans organlarının bulunup bulunmayışı, diğer duyu organlarının gelişme derecesi gibi morfolojik özelliklerin çoğu ortamdaki ışığın özellikleriyle ilgilidir. Işık ayrıca balıkların hareketlerini ve göçlerini düzenler, üreme zamanını belirler ve büyüme oranı üzerine etki eder.

Su Kalite Özellikleri

  • Su kalite değerlendirmesi, doğal su kalitesi, insan etkileri ve özellikle insan sağlığı ile sucul sistemdeki canlıların sağlığını etkileyebilecek su kullanım amaçlarıyla ilgili olarak suyun fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin değerlendirmesi olarak tanımlanır. Su kalite izlemesi ise, sucul sistemdeki bir takım verilerin mevcut koşulları tanımlamak ve olası eğilimleri belirlemek amacıyla düzenli aralıklarla takibini ifade eder.

Sınıf 1 – Yüksek kaliteli su;

  •  İçme suyu olma potansiyeli yüksek olan yüzeysel sular,
  • Yüzme gibi vücut teması gerektirenler dahil rekreasyonel maksatlar için kullanılabilir su,
  •  Alabalık üretimi için kullanılabilir nitelikte su,
  •  Hayvan üretimi ve çiftlik ihtiyacı için kullanılabilir nitelikte su,

Sınıf 2 – Az kirlenmiş su;

  •  İçme suyu olma potansiyeli olan yüzeysel sular,
  •  Rekreasyonel maksatlar için kullanılabilir nitelikte su,
  • Alabalık dışında balık üretimi için kullanılabilir nitelikte su,
  • Mer’i mevzuat ile tespit edilmiş olan sulama suyu kalite kriterlerini sağlamak şartıyla sulama suyu,

Sınıf 3- Kirlenmiş su;

  • Gıda, tekstil gibi nitelikli su gerektiren tesisler hariç olmak üzere, uygun bir arıtmadan sonra su ürünleri yetiştiriciliği için kullanılabilir nitelikte su ve sanayi suyu,

Sınıf 4 – Çok kirlenmiş su

  • Sınıf III için verilen kalite parametrelerinden daha düşük kalitede olan ve üst kalite sınıfına ancak iyileştirilerek ulaşabilecek yüzeysel sular

Küresel Isınmanın Balıklar ve Deniz Ekosistemleri Üzerine Etkileri

Küresel ısınma, dağların tepelerinden okyanusların en derin yerlerine, ekvatordan kutuplara kadar yeryüzündeki yaşamı tehdit etmektedir. Küresel ısınma, denizlerin ısınmasına da sebep olmakta ve sucul türler de bundan olumsuz etkilenmektedir. İklim değişiklikleri denizleri, balıkların biyolojik özelliklerini, habitat ekosistemlerini, balık stoklarını, balıkçılığı ve su ürünleri yetiştiriciliğini de olumsuz etkilemektedir.

İklim değişikliği, iklimlerin özelliklerinin ve ortalamalarının dengesiz değişimleridir. Bu değişimlerin aşırı ve olumsuz sonuçları biyolojik çeşitliliği, habitat ekosistemini, besin zinciri dengesini ve dolayısıyla ekonomik yaşamı da etkilemektedir. İklim değişikliği tatlı su kaynaklarının azalarak yok olmasına, deniz ekosistemlerinin ve balık göç yollarının değişmesine ve dolayısıyla ekosistemin bozulmasına neden olmaktadır. İklim değişikliği, balık stokları üzerine doğrudan ve dolaylı etki etmektedir. Doğrudan etkiler; balıkların fizyolojisi, üreme ve büyüme oranları, yumurtlama kapasiteleri gibi etkilerdir. Dolaylı etkiler ise; deniz ekosistemi, balıkların göç aktiviteleri, besin ağı ve besin zinciri gibi özellikler üzerine olan etkilerdir.

Küresel ısınmanın sebep olacağı yıkımların balıkçılık sektöründeki yansımalarını kestirmek daha da zordur. Küresel ısınmanın ilk etkisi, yüzey sularının ısınması şeklinde olmaktadır. Bunun sebebi, güneş ışınlarının eriyen buzullar nedeniyle deniz tarafından daha fazla emilmesidir. Isınan sular nedeniyle güney yarım kürede yaşayan balık türlerinin daha soğuk olan kuzey yarım küre sularına doğru göç etmeleri beklenen bir durumdur. Sıcak sularda oksijen daha az çözündüğü için balıklarda fizyolojik bir stres meydana gelecektir. Yüksek sıcaklığa tolerans gösteremeyen türler ya yok olmak ya da daha serin sulara doğru göç etmek zorunda kalacaklardır. Bu durum ise gidecekleri ortamlarda yaşayan yerli türler ile aralarında besin ve habitat rekabetine neden olacaktır.

Kafes Balıkçılığında Uygun Yer Seçimi

Kafes balıkçılığında yer seçimi; kafes balıkçılığında yetiştiriciliği yapılacak türler için çevresel kriterler (I. kategori), kafesler için çevresel kriterler (II. kategori) ve saha araçları ve manejman (III. kategori) başlıkları altında incelenecektir.

 1.Kategori2.Kategori3.Kategori
Sıcaklık ve TuzlulukHava ŞartlarıResmi Gereksinimler
OksijenAkıntılarServis ve Kıyı Araçları
PhDerinlikGüvenlik
BulanıklıkSubstratPazara Yakınlık
Kirlenme
Algal Patlama
Hastalık Amilleri
Su Değişimi
Fouling

 

Kafes Balıkçılığında Yetiştirilecek Türler İçin Çevresel Kriterler

Sıcaklık ve Tuzluluk: Balıklar ve diğer kültüre alınan aquatik organizmalar çevrelerinde olan sıcaklık değişikliklerine her zaman karşı koyabilecek yetenekte değildirler. Yani sıcaklıkta olan yükselme hayvanın metabolizmasında da bir yükselmeye neden olacak ve bunun sonucunda aktiviteleri ile birlikte oksijen tüketimi yükselecek ve ortamda karbondioksit ve amonyak üretimi artacaktır. Kafes yetiştiriciliği yapılacak yerin seçimini yaparken türler için en uygun tuzluluk ve sıcaklık koşullarının karşılanması gerekir. Zira bu ortamda organizmaların beslenme, davranış, yem değerlendirme ve büyüme gibi bazı durumları, tuzluluk ve sıcaklıktan ters yönde etkilenebilirler.

Oksijen: Enerji tüketen tüm organizmalarca oksijene ihtiyaç duyulur. Oksijen gereksinimi; tür,      gelişme evresi, büyüklük ve sıcaklık gibi birçok çevresel faktörlerden etkilenir. Eğer ortamda gereksinim duyulan oksijen seviyesi düşük ise organizmalar beslenme, gıda çevirimi, büyüme ve sağlık gibi çeşitli konularda ters yönde etkileneceklerdir.

Ph: Direkt olarak solungaç yüzeylerine zarar verdiğinden dolayı yetiştiricilik açısından önemlidir. Ph değeri denizel ortama ve tatlı su ortamlarına göre değişiklikler gösterebilir. Bu değerler denizlerde 7,5-8,5 arasında olabilmekteyken, tatlı sularda 3-11 değeri arasında değişmektedir. Genellikle çoğu deniz alanlarında Ph değerleri sorun yaratmaz. Fakat tatlı su alanlarında günlük ve mevsimsel değişimler olabileceğinden dolayı Ph değerlerine dikkat edilmelidir.

Bulanıklık: Su içinde çeşitli endüstriyel ve sanayi artıkları ve toprak erozyonu ile gelen organik ve inorganik katı maddeler tarafından bulanıklık oluşturulur. Bu katı maddelerin bazıları tek başlarına toksik özellikte olabilir. Ayrıca organik artıkların çoğu, suda mikrobiyel bozulma oluşturup oksijenin azalmasına nedenolabilir. Sudaki bulanıklığın sebebi olan asılı katı parçacıkların kalite ve kantitesi büyük ölçüde su hareketlerinin etkisi altında taşınabilirler.

Kirlenme: Kafes balık üretimi ile ilgili olarak, kafese zarar verebilecek bazı kirleticiler kültüre  alınmış balıkların veya onların besinlerini etkiler ve ayrıca belli bir miktarı balıkta birikerek insanların yemesiyle zehir etkisi yaratabilir. Su ekosistemine giren kirleticilerin sayıları çok olup tahminen tatlı sularda 1500 kadar olarak belirtilir

Fitoplankton (Algal) Patlamaları: Fitoplankton patlaması terimi tatlı sularda ve deniz sularında planktonik alglerin periyodik olarak yüksek miktarlara ulaşması olarak tanımlanır. Bu olay yüksek ışık yoğunluğu, aşırı besin düzeyleri, ılık yada sıcak su ve uygun hidrografik şartların kombinasyonu gibi uygun koşullar altında oluşur.

Kafes balıkçılığında plankton patlamasıyla oluşacak balık ölümleri çok sık rastlanan bir tehlike değildir ama yine de dikkat edilmesi gereken bir konudur ve bu durumdan en iyi korunma ve kaçınma yolunun iyi bir yer seçimi olduğu söylenir.

Hastalık Amilleri: Hastalıklar açısından yer seçimine bakıldığında hastalık riski açısından yer tipleri birbirinden ayrılarak açıklanmıştır. Buna göre

  • patojenik veya patojenik potansiyele sahip organizmaların işletme kurulmadan önce de var olduğu yerler
  • bu hastalık yapan organizmaların, işletme kurulduktan sonra ortaya çıkma olasılığı olan yerler olarak ayrılır

Organik bakımdan kirlenmiş sular, kirlenmemiş sulara göre daha fazla hastalık amili barındırmaktadır.Sonuç olarak saydığımız bu hususlar kafes balıkçılığına başlanırken hastalıklar açısından yer seçiminde bazı noktalara özellikle dikkat edilmesi gerekliliğini vurgulamaktadır.

Su Değişimi: Su değişimi; tuzluluğun, sıcaklığın ve topografyanın etkisi ile akıntıya bağlıdır. Bir bölgede iyi bir su değişimi veya hızlı bir akıntı, artıkların birikmesini ve buna sebep olabilecek bütün problemleri minimize eder. Tüm bu sebeplerden dolayı su değişimi, entansif kafes yetiştiriciliği için şarttır.

Denizel sistem içinde kafes yetiştiriciliğinin yapılacağı yerler genelde denize açıktır veya kıyıdaki çeşitli coğrafik girintiden, boğazdan, kıyı adalarından korunma amacıyla yararlanılır. Genelde bu korunmanın sebebi; açık denizden kopup gelen şiddetli dalgalardır

Fouling: Ağ kafeslerde fouling (kirlilik) tehlikesinin yarattığı sorunlardan en önemlisi yüzey alanını artırarak kafes torbasının ağ gözü açıklığını daraltması ve su değişimine engel olmasıdır. Bu durumda balıklar için zararlı olabilecek metabolik artıkların ortamdan uzaklaşması zorlaşır ve dolayısı ile ortamdaki çözünmüş oksijen miktarında azalma olur. Yapılan araştırmalarda aktif olarak kirletici zarara sahip yaklaşık 200 tür denizel kirletici olduğu ortaya atılmıştır.

Kaynakça

Dijital Görsel. Ocak 12, 2024 tarihinde https://cavitator.com.tr/wp-content/uploads/2017/01/Unknown-5-1.jpg adresinden alındı

Dijital Görsel. Ocak 12, 2024 tarihinde https://cavitator.com.tr/wp-content/uploads/2017/01/Unknown-5-1.jpg adresinden alındı

Dijital Görsel. Ocak 12, 2024 tarihinde https://www.noordzee.com.tr/SF/125/Ciftlik_12.jpg adresinden alındı

Dijital Görsel. Ocak 12, 2024 tarihinde https://suymerbir.org.tr/wp-content/uploads/2023/04/acik-deniz-balikciliginin-gelecegi-derin-deniz-kafeslerinde-mi.jpg adresinden alındı

DİKEL, S. (2005). Kafes Balıkçılığı. Adana: Lotus Yayıncılık. şubat 10, 2024 tarihinde https://www.researchgate.net/profile/Suat-Dikel/publication/278482219_Kafes_Balikciligi_Cage_Aquaculture/links/5581329a08ae47061e5f4a7a/Kafes-Balikciligi-Cage-Aquaculture.pdf adresinden alındı

Figen Esin KAYHAN, G. K. (2015). Küresel ısınmanın balıklar ve deniz ekosistemleri üzerine etkileri. Kayhan ve ark., Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2-3. Şubat 11, 2024 tarihinde https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/236029 adresinden alındı

PULATSÜ, S. (2017, Haziran 23). Balık Üretiminde Su Kalitesi. Şubat 10, 2024 tarihinde Ankara Üniversitesi Açık Ders Malzemeleri: https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/15343/mod_resource/content/0/1.%20hafta.pdf adresinden alındı

TOPÇU, Akasya. (2024, Ocak 8). Deniz Balıkları Yetiştiriciliği ( Doç. Dr. Akasya TOPÇU ). Şubat 10, 2024 tarihinde foodelphi: https://www.foodelphi.com/deniz-baliklari-yetistiriciligi-doc-dr-akasya-topcu/ adresinden alındı

VEREP, B. (2020). Balık Yetiştiriciliğinde Kullanılan Deniz Kafeslerinin Çevresel Kuvvetlerle Etkileşimi. Türk Hidrolik Dergisi, 2-7. Şubat 10, 2024 tarihinde https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1352037 adresinden alındı

 

 

Yazar Friska - Ceyda Nur Demir

Bülent Ecevit Üniversitesi - Denizcilik İşletmeleri Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

DARGEB DERNEĞİ | CV HAZIRLAMA KILAVUZU

DENİZCİLİK EĞİTİMİNDE TEKNOLOJİK GELİŞMELER