in

KORSANLIK TARİHİ

Korsanlık tarihinden önce korsanlığın kelime anlamı nedir bundan bahsedelim. Korsanlık, bilinen kelime anlamı olarak denizlerde gemilere saldırıp yağmalayan katil ve hırsız anlamına gelir. Fakat korsan, kelime karşılığı olarak bilinenin aksine izinli deniz görevlisi anlamına gelmektedir. Korsanlık tarihi denizcilik tarihinin başlarına dayanır. Deniz ticaretinin gelişmesiyle yağmacılık ve korsanlık faaliyetleri baş göstermeye başlamıştır. İlk korsanlar Fenikelilerdir ve ilk faaliyetlerini Akdeniz’de göstermeye başlamışlardır. Antik dönemde deniz ticaret rotaları sürekli olarak deniz rotasının üzerinde bulunan diğer yabancı ülkelerin hükümdarlarınca tehdit altındaydı. Gemi mürettebatı, yalnızca ticarette bulundukları mallarını korumakla değil, aynı zamanda da kendi canlarını korumakla mükelleftiler. Milattan önce 2000’li yıllarda Akdeniz ticaretini elinde tutan Fenikeliler bir yandan ticaret yaparken bir yandan diğer ticari gemileri yağmalıyorlardı. Dönem dönem kıyı ve kasabalara saldırdıkları bile olmuştur. Daha sonra korsanlık faaliyetleri Roma İmparatorluğu döneminde güçlü şekilde devam etmiştir. Bir rivayete göre Roma İmparatoru Pompei’nin içinde bulunduğu gemiyi yağmalayıp imparatoru rehin almışlardır ve yüksek bir fidye ile serbest bırakmışlardır. Roma İmparatorluğu’nun daha sonra güçlenmesi ile Akdeniz’deki korsan faaliyetlerini bastırmışlardır ve bu dönemde Akdeniz bu tür faaliyetlerden kurtulmuştur.

Korsanlık, altın dönemini Vikingler Dönemi’nde yaşamıştır. Ejderha başlı gemileri ile Avrupa’nın neredeyse her kıyısı yağmalamışlardır ve Avrupa’da yağmacı grup olarak bilinmeye başlanmıştır. Genelde açık denizlerde değil, denizden karaya saldırılar düzenlemişlerdir. Ufak şehirleri özellikle kiliseleri yağmalamışlardır. Kayıtlara geçen ilk yağmalama girişimi, 793 tarihli Lindisfarne Manastırı’nın yağmalanmasıdır. Bunu takip eden iki yüzyıl boyunca kaynaklarda sık sık çeşitli korsanlık aktivitelerinden bahsedilmektedir. Nehirler boyunca düzenlenen baskınlar, Vikinglerin büyük filolarıyla ortaya çıktığı, nehir ağızlarının her iki tarafına da üsler yerleştirdiği ve daha sonra iç kısımlardaki değerli yerlere sürpriz saldırılar gerçekleştirdiği şeklinde seyretmiştir. Ancak Vikingler, kraliyet gücünün yükselişi ve Hristiyanlığın ilerlemesi ile yavaş kralların düzenli ordularına entegre edilmiş ve korsan Vikingli olmaktan çıkmıştır.

Orta çağ döneminde ise korsanlık devletlerin teşvik ettiği bir hal almaya başlamıştır. Devletler çıkarları doğrultusunda ekonomik ve siyasi güç adına bu faaliyetleri desteklemişlerdir. Akdeniz’de bunu en iyi sağlayan devlet Osmanlı İmparatorluğu olmuştur. Özellikle Tunus ve Cezayir gibi Kuzey Afrika ülkeleri o dönem Osmanlı toprağı olduğundan buradaki korsanlar hem Akdeniz’de hem de dışarıda Hristiyan gemilerine saldırmış ve o gemileri çokça zarara uğratmışlardır, zaferler elde etmişlerdir. Büyük tarihçiler, o dönem birçok geminin Cezayir’e demir attığını ve korsanlara katılmak istediğini söylerler. Osmanlı padişahı izni ile bu korsanlar Osmanlı’nın savaşta olduğu ülke kıyılarını taciz eder zarar verirlerdi. Ancak Osmanlı’nın barış içinde olduğu devletlere ve Müslüman devletlere saldırmaz, zarar vermezlerdi. Ganimetlerin ise bir kısmını kendilerine ayırır geri kalanı devlete verirlerdi. Osmanlı korsanları en çok Malta’da St. John şövalyeleri ile savaşırlardı. Bu sebepten Malta’ya yakın olmak adına Kuzey Afrika’ya konuşlanmışlardı. Osmanlı bu askerlerine “deniz akıncısı” diyordu. Daha sonra Osmanlı korsanları düzenli orduya bağlandılar. En ünlü Osmanlı korsanları Turgut Reis ve Barbaros Kardeşlerdir. Bunlar daha sonra düzenli donanmanın kurucusu oldular.

Korsanlığın Avrupa’da yaygınlaşması ve kullanılması ise Yüzyıl Savaşları ve Yeni Çağ’a dayanıyor. Savaş zamanlarında, taraflar sadece düşman donanmalarını mağlup etmekle kalmayıp, karşı tarafın ticaretinin bozulmasını istemekteydiler. Kraliyet savaş gemilerinin yokluğunda modern anlamda bu donanmalar 16. yüzyılda ortaya çıkmıştır savaş sırasında düşman ticaret gemilerini yakalamak için korsanlık beratı adı altında bilinen özel yetki mektupları verilmeye başlanmıştır. Bu mektuplar ile donanmaya ait olmayan özel gemiler de savaşa dahil olmaya ve düşmana karşı olmak şartıyla tolere edilebilir bir korsanlığa davet ediliyordu. Verilen mektup neticesinde bu korsanlık aktiviteleri yasal kabul ediliyor, dahası korsanlık yapan özel gemiler korsan kabul edilmiyorlardı. Ancak şayet bu gemiler barış zamanında kendi veya müttefik gemilerine saldırırlarsa, korsan ilan edilmekteydiler. Ayrıca gemiler, ekipman ve mürettebat, nadiren de olsa anonim şirketler tarafından finanse edilir, hisse sertifikaları alıcıyı ganimetin karşılık gelen bir payına bağlardı. Kısaca Avrupa yine bildiğimiz gibi tamamen kendi çıkarını düşünen usulsüz bir yola başvurmaktan çekinmiyordu. Avrupa’da Fransa ve İspanya gemicilik sektöründe ilerledi. Daha sonraki yıllarda aldıkları birçok sömürge ile bunu kanıtladılar. Korsan faaliyetleri de bu duruma bakarak en yoğun olarak bu iki devlette görülmüştür.

Son olarak da şu meşhur Karayip korsanlarına değinelim. Kimdir bu Karayip korsanları? 640 yılında dini mülteci, avcı ve işçiler ile birlikte uluslararası bir topluluk haline gelen Boucanier korsanları bir araya gelerek Saint Domingue’da literatürde frères de la côte, brethren of the coast, ya da fraternity of freelance traders olarak da geçen bir oluşum meydana getirdiler. Bu oluşum zaman zaman Korsan Cumhuriyeti olarak görülse de ne organize edilmiş bir yapıya ne de kurumlara sahipti. Sahillerin kardeşliği daha ziyade bir takım kabul görmüş adetlerin birlikte yaşama yön verdiği bir oluşumdu. En ünlü Karayip korsanı bir dönem Jamaika valiliği dahi yapmış olan Henry Morgan’dır. Morgan, zengin İspanyol şehirlerine büyük korsan filolarıyla yaptığı saldırılarda (Portobelo, Maracaibo, Panama) bu şehirlerin savunma sistemlerindeki zayıf noktayı keşfedebilmiş ve bundan yararlanmıştır. 1689’da İngiltere, İspanya ile bir barış antlaşması imzaladığında Karayip korsanlığı da sona ermiş oldu. Korsanlardan bazıları adalara yerleşirken bazıları da korsanlık beratı olmaksızın korsanlık faaliyetlerini sürdürmeye devam etti.

Korsanlığın çöküşü ise şu şekilde başlamıştır. 19. yüzyılın başlarında kölelik ve ticareti artık uluslararası anlamda kabul edilemez hale gelmiş ve bununla birlikte Afrika’nın batı kıyıları ve Basra Körfezi’nde korsanlığa karşı ciddi mücadeleler başlamıştı. Latin Amerika’daki bağımsızlık savaşlarının bitmesi ile Karayipler’deki korsanlar 1820 ve 1830’larda tamamen kaybolmuşlardır. 19. yüzyılın ortalarında batı dünyasında korsanlık tamamen bitmiştir. Çin Denizi’ndeki korsanlık ise II. Afyon Savaşı sonrası 1860’larda önlense de 1920’ye değin zaman zaman yeniden ortaya çıkmıştır. Sömürgeci güçlerin buharla çalışan gemileri, rüzgar şartlarından bağımsız olarak seyir imkânı sağlıyordu. Bu gelişmeler gümrük vergisine de etki etmekteydi. Bu zamana değin en ileri teknolojide üretilen korsan gemileri artık Endüstri Devrimi ile ortaya çıkan değişimler ile mücadele etmekte zorlanmaya başladılar. Zira artık mühendislere, teknik araçlara sahip tersanelere ihtiyaç duymaktaydılar. Bu gibi şartlara ayak sağlayamayan korsanlar, diğer donanmalar ile mücadelelerinde artık kayda değer bir tehlike olmaktan çıktılar.

Günümüzde yani 21. yüzyılda ise korsan faaliyetleri azalmaya başlasa da zaman zaman artış göstermekte ve birçok ülkeye ciddi ekonomik hasar vermenin yanı sıra mürettebata çektirilen işkence cabasıdır. Kokain yüklü gemilere saldırılar bu dönemde yoğunlaşmıştır. En son ise hepimizin bildiği ve üzülerek takip ettiği vahim olay meydana gelmiştir. Bu saldırı sırasında vefat edenleri rahmetle anıyoruz.

Korsanlık; gemiciliğin, denizciliğin içinde hep vardı ve var olacak. Umarım denizcilerin kendilerini koruyabileceği ortam oluşturulur ve korsanların daha fazla can ve mal kaybına neden olması engellenir. Güvenle ve huzur içinde bir yolculuk her denizcinin en tabii hakkıdır.

ENES DEMİR

KAYNAKÇA:

1-) https://tr.wikipedia.org/wiki/Korsanl%C4%B1k_tarihi#:~:text=22%20%C5%9Eubat%201821%20tarihinde%20Yunan,korsanl%C4%B1k%20faaliyetlerine%20ev%20sahipli%C4%9Fi%20yapm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1r.

2) https://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/korsanlar-266

3) https://www.wattpad.com/171077256-abov-dedirten-bilgiler-korsanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n-tarihi

 

Yazar Velena - Bahar Çavuşoğlu

Piri Reis Üniversitesi Denizcilik İşletmeleri Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

TEHLİKELİ YÜK TAŞIMALARI ULUSLARARASI YASAL DÜZENLEMELER-2

IMDG KOD-1