in ,

TEHLİKELİ YÜK TAŞIMALARI ULUSLARARASI YASAL DÜZENLEMELERİ-1

ULUSLARARASI DENIZCILIK ÖRGÜTÜ (IMO)

IMO ( Uluslar arası Denizcilik Örgütü) 1958 yılında IMO anlaşmasına istinaden kurulmuş olan bir Birleşmiş Milletler kuruluşudur.  Yapı olarak bakıldığı zaman IMO tüm deniz taşımaları ile ilgili konularda güvenliği, taşımacılığın kolaylığını ve özelliklede gemilerin güvenli seyri konusunda ve denizin korunması konularında hükümetlerle işbirliği yapmakta ve uluslararası anlaşmalar ve düzenlemeler oluşturmaktadır. 

IMO, kuruluşundan bugüne kadar, dünya deniz ticaret filosunun %98’den fazlasını temsil etmekte olan 153 ülkenin önerileri ve yasal düzenlemeleri sayesinde tehlikeli yükler konusunda önemli bir birimdir. 

Ocak 1961’de bu zorunluluklar sebebiyle IMO’nun Deniz Güvenliği Komitesi (MSC) Tehlikeli Yüklerin Taşınması Çalışma Grubunu oluşturmuştur. Tehlikeli yüklerin taşınmasında göreceli olarak deneyim sahibi olan Devletlerin uzmanları da bu komiteye davet edilmişlerdir. 29-31 Mayıs 1961 tarihlerinde grup ilk kez toplanmış ve 1960 SOLAS Konferansında tasarlandığı şekilde “Birleştirilmiş Uluslararası Deniz Ticaret Kodu” (unified international maritime code) hazırlamıştır. 

Her bir sınıf yük için, ulusal delegelerin bireysel katılımıyla derlenmiş ve Grup tarafından değerlendirilerek pek çok denizci ülkenin olabildiğince geniş kabulü ile prosedürler ve uygulamaları da içeren ilk draft kodun hazırlığı yapılmıştır. Birlemiş Milletler Tehlikeli Yüklerin Taşınması Uzmanlar Komitesi ile yakın işbirliği kurulmuş, taşımacılığın her bir sekline ilişkin tehlikeli yüklerin taşınması ile ilgili minimum gereklilikler 1956 raporu ile hazırlanarak uygulamaya konulmuştur. Tehlikeli Yüklerin Taşınması alt komisyonunun 45. toplantısının ardından Tehlikeli Yük Komisyonu 10 defa toplanmış ve son toplantı Kasım 1965 yılında yapılmıştır. Mayıs 1965 yılında Tehlikeli Yükler alt komisyonu da (CDG), Konteyner ve Yükler Alt Komisyonu (BC) ile Tehlikeli Yükler, Katı Yükler ve Konteynerler Alt komitelerine (DSC) ayrılmıştır. 

1965 Kasım ayında, bu çalışma süreci (International Maritime Dangerous Goods Code) IMDG olarak bilinen Uluslararası Denizde Tehlikeli Yüklerin Taşınması Kodunun tamamlanmasıyla sonuçlanmış ve 1965 yılında yapılan dördüncü IMO kongresinde benimsenmiştir. Öncelikli olarak denizciler için hazırlanmış olan IMDG Kod daha sonra üreticiden müşteriye uzanan tasıma sürecinde ve elleçleme, saklanması gibi konularda pek çok endüstriyi etkilemiştir. Kimyasal ve ambalaj üreticileri, ambalajlar, taşıyan, taşıtan, taşıyıcılar ve terminal operatörleri, kodun özellikle ürünlerin sınıflandırılması, etiketlenmesi ve plakalanması, dokümantasyonu ve deniz kirleticileri konuları açısından bilgilendirilmiştir. Karayolu, tren yolu, liman ve iç su taşıyıcıları gibi besleme servisleri de bu rehber sayesinde bilgilendirilmiştir. Liman otoriteleri, terminal ve depolama firmaları da IMDG kodun gereklerine uygun şekilde yükleme, boşaltma ve saklama alanları ile yüklerin ayrıştırılması ve ayrı alanlarda saklanması konularında rehbere başvurmuşlardır. 

Tehlikeli yüklerin deniz yoluyla taşınması düzenlemesi esasta üç uluslararası anlaşma olan SOLAS, MARPOL ve CSC’ye dayanan değişik yasal kurallarla hazırlanmıştır.

Denizde güvenliğin temeli denizcilikte insan hayatının korunması ile ilgili olarak hazırlanmış olan ‘’SOLAS’’ sözleşmesi yani ‘’ Denizde Can Güvenliği Sözleşmesi’’dir. Bölüm VII Kısım A tehlikeli yüklere ilişkin deniz taşımacılığında IMDG kodun hükümlerine uyulmasını gerektiren kuralları içermektedir.  IMDG kodları UN modeller kurallarını temel almakta olup, bu nedenle diğer taşıma modları için geçerli olan yönetmeliklerle geniş kapsamlı bir uyum içinde olmaktadır. Fakat IMDG kodlarındaki bazı bölümlerin uluslararası düzenlemeler ile ilgili olmadığı ve tavsiye niteliği taşıdığı da bilinmelidir.

Deniz çevresinin korunmasını esas alan ve denizlerin gemilerle kirletilmesinin engellemesine yönelik hazırlanan sözleşme MARPOL sözleşmesi yani ‘’ Gemilerden Kaynaklı Deniz Kirliliğini Önleme Hakkındaki Uluslararası Sözleşme’’dir. Tehlikeli yüklerin taşımacılığı konusundan bakıldığı zaman bu anlaşmanın I,II ve III nolu ekleri oldukça önemlidir.  Sözleşmenin Ek I teknik gereklilikleri ve deniz işletmesine ilişkin tedbirler konusunda tanker tipi gemilerdeki petrol ve petrol ürünlerinin taşınmalarıyla ilgili uygulamaları kapsayan hükümleri içermektedir.  Ek II, teknik gereklilikleri ve deniz işletmesine ilişkin tedbirler konusunda tanker tipi gemilerdeki sıvı kimyasal taşımalarıyla ilgili uygulamaları kapsayan hükümleri içermektedir. Ek III ise denizi kirleten yüklerin ambalajlı bir biçimde taşınmalarına ilişkin uygulamaları kapsayan hükümleri içermektedir. 

 

DENIZDE CAN GÜVENLIĞI SÖZLEŞMESI (SOLAS)

SOLAS içerisinde değerlendirilen tehlikeli yük düzenlemelerinin temelinin 1894 yılındaki İngiliz Deniz Ticareti Taşımacılık Yasasındaki, “Tehlikeli Yükler ve Sığırların Taşınması” başlığı altında bulunan ve “yolcuların sağlığına veya hayatına ya da geminin güvenliğine tehlike içerecek miktarda ve/veya uygun tasıma seklinde olmayan parlayıcı veya sülfürik asit, kibrit, guano veya green hides ya da benzerleri herhangi bir maddeyi taşıyan göçmen gemilerinin denizde seyrine izin verilmeyecektir” şeklinde içeriğe sahip düzenleme olduğu IMO tarafından belirtilmektedir. Bu maddenin yorumunda geminin güvenliği açısından gemide aynı alanda (ambarda veya bölmede) bulunan diğer yüklerde aynı şekilde değerlendirilmektedir. 

15 Nisan 1912’de, Titanik faciasından sonra 1914 yılında denizde yasamın güvenliği açısından devletler bir konferans düzenlemeyi kabul etmişlerdir. SOLAS 1914’de Denizde Can Güvenliği için Konferans toplanmış ve yolcuların hayatı ya da geminin güvenliği açısından tehlike arz eden ve “yüklerin doğası gereği taşınması gereken miktarını ve taşınma şeklini” gösteren belli başlı yasaklar getirilmiştir. 

 

Benzer yaklaşım 1929 yılında yapılan SOLAS konferansında da sürmüş ve 24 maddede ‘’Can Güvenliği Ekipmanları’’ ve Tehlikeli Yükler’’ ile beraber değerlendirilmiştir. O tarihe kadar geçerli olduğu gibi bu konferansta da tehlikeli yüklerin doğası gereği veya miktarından veya taşınma şeklinden dolayı taşındıkları geminin güvenliğini tehlikeye atması ve gemideki yolcuların güvenliğini tehlikeye atması nedeniyle taşınmaları yasaktır. 

1914 ve 1929 yılında yapılan konferansların zamanları açısından deniz yoluyla taşınan tehlikeli yüklerin miktarları az olmaktaydı. Ancak 1948 yılında üçüncü olarak düzenlenen SOLAS konferansı zamanlarında artık deniz ticaretinde taşınan tehlikeli yüklerin miktarı çeşidi artmış olmaktaydı. Bu gözle görülen artış ve tehlikeli yüklere olan talebin yükselmesi konferansta radikal bir karar alınmasına yol açmış ve 1948 SOLAS Konvansiyonu içerisine ‘’Dökme ve Tehlikeli Yüklerin Taşınması’’ adı altında VI. Bölüm eklenmiştir.

Sonuç olarak güvenlik önlemlerinin daha genel bir halde olmasının gerekliliği ile 1948 konferansında aşağıdaki kurallar kabul edilmiştir.(IMO, 1996: 2)

  1.  Yükler karakteristikleri ve özellikleri temelinde tehlikeli olarak değerlendirilmelidir,
  2.  Ürün, malzeme veya maddelerin her bir sınıfının tehlike türünü gösteren belirgin semboller geliştirilerek etiketlenmeli.

 

1960 yılında yeni bir SOLAS konferansı yapılmıştır. Bu konferansta 1960 SOLAS Konvansiyonun da VII revize edilmiş ve 26 Mayıs 1965 yılında, bazı tehlikeli yüklerim taşınmasına ilişkin özel maddeler ile birlikte yürürlüğe girmiştir. Birkaç özel durum dışında SOLAS 1960 konvansiyonu 500 GRT ve üzeri uluslararası sefer yapan tüm gemilerde uygulanmaya başlanmıştır. 

Bir sonraki konferans 1974 yılında yapılmıştır. Bu konferansta ileri seviye düzeltmeler ve yeni haliyle konvansiyon 1974 SOLAS Konvansiyonu olarak 25 Mayıs 1980 yılında yürürlüğe girmiştir.   

Tehlikeli yüklerin taşınmasına ilişkin SOLAS’74 düzeltmeleri 1981,1983 ve 1989 yıllarında IMO tarafından yapılmıştır.  Son olarak SOLAS’74 VII bölümü 1994 yılında yeniden düzenlenmiş ve  500 GRT altındaki gemilerde dahil olmak üzere tüm gemilerde uygulanmaya başlanmıştır.  Dünya üzerinde 128 ülke SOLAS’74 Konvansiyonu düzeltilmiş VII bölümünü gemilerine uygulamaktadırlar. 

SOLAS’74 VII Bölüm Kısım A Kural 1’de deniz yoluyla taşınan tehlikeli yüklerin, SOLAS  Konvansiyonun hükümlerinin doğrultusunda taraf olan ülkelerin kurallarını, uygulamaları, güvenli ambalaj ve tehlikeli yüklerin taşınması ile ilgili bilgilendirilmeleri bulunmaktadır. Ayrıca tehlikeli yüklerin diğer yüklerle olan ilişkilerinin kesinlikle engellenmesini de içeren sınırlamalar getirilmiştir. 

 

VII Bölüm Kısım A Kural 2’de ise tehlikeli yükler 9 sınıfa ayrılmıştır. Diğer altı kural ise ambalajlama, tanımlama, markalama, etiketleme ve tehlikeli yüklerin plakalanması, taşınmada gerekli evraklar, saklama, ayrıştırma düzenlemelerini, yolcu gemilerinde patlayıcıların taşınması ve tehlikeli yüklerle ilgili olan olayların raporlanması ve ilgili durumları düzenlemektedir. 

GEMILERDEN KAYNAKLANAN DENIZ KIRLILIĞINI ÖNLENME HAKKINDAKI ULUSLARARASI SÖZLEŞME (MARPOL)

Deniz kirliliği konusunda 1973 yılında toplanan konferans, deniz çevresinin korunması ve denizyoluyla paketlenmiş halde taşınan kirleticilerin ihmalden veya kazayla denize dökülmesinin en aza indirilmesi gereği kabul edilmiştir. Bunun sonrasında 1973’ te hazırlanıp 1978’de değişikliğe uğramıştır. MARPOL, radyoaktif maddelerin güvenli taşınmasına yönelik kurallar getiren bir sözleşme değilse de, MARPOL ANNEX 3’te paketler halinde, seyyar tanklarda, konteynerler de, karayolu tankerleri veya demiryolu tanker vagonlarında taşınan zararlı atıklardan meydana gelebilecek deniz kirliliği konusu işlenmekte, ayrıca bu doküman istifleme, miktar sınırlandırmaları, istisnalar ve liman devleti kontrolü çalışma gereksinimleri konusunda genel hükümler içermektedir (MARPOL, 2002).

 

2 Ekim 1983 yılında yürürlüğe girmiş olan MARPOL 73/78, bir sözleşme, protokol ve altı ekten oluşmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti tarafından 10 ekim 1990 tarihinde sözleşmeye taraf olunmuştur. MARPOL 73/78 sözleşmesi 1983,1987,1988 ve 1992 yıllarında yenilenmiştir. 

Tüm gemiler Marpol sözleşmesine taraf olan ülkelere ait limanlarda mevcut kurallara uymak zorundadırlar. Ancak istisnai olarak aşağıdaki gemiler bu uygulamalardan muaf tutulurlar.

– 150 GRT’dan küçük tankerler ,

– 400 GRT’dan küçük diğer tipteki tüm gemiler.

Deniz taşımacılığında yük olarak taşınan veya gemide üretilen ve denizlerin kirletilmesine neden olan maddeler esas alınarak, MARPOL 73/78’in altı eki hazırlanmıştır. MARPOL 73/78 uluslararası alanda denizlerin petrol kirliliğini önleme konusunda şimdiye kadar yapılmış en önemli yasal düzenlemedir. Ek II ise dökme halde taşınan zehirli tehlikeli yüklerin kirlilikle ilgili konuları düzenlemektedir. 

 

Ek I – Petrol Kirliliğinin Önlenmesi Kuralları

2 Ekim 1983 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Hem kaza hem de işletme sebeplerinden kaynaklanan petrol kirliliğinin önlenmesi için kuralları içerir. Gemilerin kurallara uyumunun bir göstergesi olarak “Uluslararası Petrol Kirliliği Önleme Belgesi” (IOPP) verilme şartlarını düzenler. Petrol tankerleri için özel ve ağırlaştırılmış kurallar bulunur. Çift cidar zorunluluğu, ham petrol yıkama sistemi, ayrılmış balast tankları, atıl gaz sistemi bu gereklerden bazılarıdır. Petrol kirliliğinin önlenmesi için özel deniz alanları tanımlanır. Özel deniz alanlarında denize petrol içeren atık su veya sintine suyu basılması çok sıkı kurallara bağlanmıştır.

Ek II – Dökme Halde Taşınan Zehirli Sıvı Maddelerden Kaynaklanan Kirliliğinin Önlenmesi Kuralları

2 Ekim 1983 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dökme halde taşınan zehirli, kimyasal sıvı maddelerin kaza veya işletme nedenleri ile deniz ortamına karışmasının önlenmesi için geliştirilmiş kuralları içerir. Tehlikeli sıvı maddeler oluşturdukları tehlikenin derecesine göre 4 kategoride düzenlenmiştir. Tehlikeli sıvı dökme kimyasallarla ilgili temel düzenleme, bu maddelerin her türlü artıklarının limanlardaki atık alım tesislerine verilmesidir. Bazı istisnalar da verilebilir ancak her halükarda en yakın karadan 12 mil’den daha yakın mesafede hiç bir atık denize basılamaz. Sözleşme ekinde yüzlerce tehlikeli kimyasal madde değerlendirilmiş ve tehlikeleri belirlenmiştir. Yeni sıvı kimyasal maddeler yapıldıkça bunlarla ilgili taşıma kuralları da IMO tarafından oluşturulmaktadır.

Ek III – Denizde Paketli Halde Taşınan Zararlı Maddelerden Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi Kuralları

Paketlenmiş zararlı maddelerin (deniz çevresine zararlı, deniz kirleticisi olarak belirlenmiş maddeler) sınıflandırılması, ambalajlanması, markalanması, etiketlenmesi, yaftalanması, dokümantasyon ve istifleri için genel prensipleri ve hükümleri içerir. Bu kısımda “Uluslararası Deniz Yolu ile taşınan Tehlikeli Maddeler Kod’u” (IMDG Kod) zorunlu hale getirilmiştir. 2 yılda bir güncellenen IMDG Kod, devamlı eklenen yeni zararlı maddeler ve değiştirilen taşıma kuralları ile paketli zararlı-tehlikeli maddelerin deniz yoluyla taşınması için en önemli uluslararası mevzuattır. Bu bölüm, ihtiyari bir ek olduğu için 1 Temmuz 1992 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Ek IV- Gemilerden Kaynaklanan Pis Su Kirliliğinin Önlenmesi Kuralları

Bölüm, pis su (foseptik suyu) kaynaklı kirliliğinin önlenmesi için kurallar içerir. Pis su, gemi tuvaletlerinden, hasta bölümlerinden ve hayvan taşınan bölümlerden gelen atıkları içerir. Gemiden denize pis su boşaltılması bu bölümde yasaklanmış veya kıyıdan en az 12 mil açıkta basılması gibi belli kurallara bağlanmıştır. Pis su kirliliğinin önlenmesi için özel deniz alanları tanımlanır. Gemilerin kurallara uyumunun bir göstergesi olarak verilecek belgenin şartlarını ve formunu düzenler. Bu bölüm, ihtiyari bir ek olduğu için 27 Eylül 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Ek V – Gemilerden Kaynaklanan Çöp Kirliliğinin Önlenmesi Kuralları

Bu bölüm, gemilerden kaynaklanan çöp kirliliğinin önlenmesini amaçlar. Bu bölümde çöpler; plastik, yemek artıkları, cam, metal, ambalaj artıkları gibi kategorilere ayrılmıştır. Plastik ve plastik içeren tüm çöplerin denize atılması tamamen yasaktır. Birçok çöp kategorisinin denize boşaltılması ya yasaklanmıştır veya çok sıkı istisnai durumlara bağlanmıştır. Yemek artıkları belli bölgelerde ve kıyıdan açıkta denize boşaltılabilir. Ancak temel prensip, tüm çöplerin ve yük artıklarının limanlarda atık alım tesislerine boşaltılmasıdır. Bu bölüm, ihtiyari bir ek olduğu için 31 Aralık 1988 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Ek VI – Gemilerden Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Önlenmesi Kuralları

MARPOL 73/78 Sözleşmesi’ni değiştiren 1997 Protokolü ile “Gemilerden Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Önlenmesi için Kurallar” isimli Ek VI Sözleşme’ye eklenmiş ve 19 Mayıs 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Hâlihazırda, dünya tonajının % 88.90’ünü oluşturan 63 ülke bu Protokole taraf olmuştur.

MARPOL 1997 Protokolü uyarınca, ozon tabakasına zarar veren emisyonların salınımın önlenmesi ile gemilerin baca (egzost) gazlarından çıkan azot oksit (NOx) ve kükürt oksit (SOx) içeren emisyonların sınırlandırılmasına ilişkin yeni düzenlemeler getirmektedir.

400 GRT ve daha büyük tonajda uluslararası sefer yapan tüm gemileri, sabit ve yüzer sondaj üniteleri ile diğer platformları kapsayan bu Ek ile gemi yakıtının kükürt ve sülfür oranı sınırlandırılmış, gemi bacalarının SOx emisyonunu sınırlandırmaya imkân veren sistemler ile donatılması zorunlu hale getirilmiş, 1 Ocak 2000 ve daha sonra inşa edilen gemilere takılmış olan 130 kW ve üstü güce sahip olan tüm yeni gemi dizel motorlarının NOx emisyonu bakımından gerekliliklere uygun olması şartı getirilmiş ve Ek kapsamındaki gemiler için “Uluslararası Hava Kirliliğini Önleme Sertifikası (IAPP)’nın düzenlenmesi zorunlu hale getirilmiştir. SOx, NOx ve partiküllerin salınımlarının daha sıkı bir şekilde sınırlandırıldığı özel emisyon kontrol sahaları belirlenmiştir. 2013 yılında yürürlüğe giren yeni kurallarla tüm sera gazı emisyonları salınım miktarlarında ciddi azaltımlara gidilmiştir.

MARPOL73/78 Sözleşmesinin zorunlu eklerine 2013 yılı itibarı ile dünya denizcilik filosunun yaklaşık % 98’ini temsil eden 138 Ülke taraftır. 

Yazar Saldıray - Egemen Savaş

Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik İşletmeleri yönetimi 2. Sınıf

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KAYIP KITA ATLANTİS

KARA LEKE: BÖLÜM 1 (PETROL VE PETROL SIZINTISI)