in ,

BOĞAZLAR VE MONTRÖ KONVANSİYONU

                    BOĞAZLAR VE MONTRÖ KONVANSİYONU

  • 1958 tarihli Cenevre sözleşmesinde uluslararası ulaştırmada kullanılan boğazlar için «zararsız geçiş» rejimi kabul edilmiştir.
  • 1982 tarihli BMDHS’i ise uluslararası ulaştırmada kullanılan boğazlarla ilgili olarak Cenevre sözleşmesi ile benzer hükümler içermektedir.
  • Karasularından zararsız geçiş düzeni ile boğazlardan zararsız geçiş düzeni aynı hukuki rejime tabidir.
  • Aralarındaki tek fark; «Milletlerarası boğazlardan geçişin» kıyı devleti tarafından ertelenmemesi zorunluluğu vardır.

Transit geçiş hakkının kullanılmasında, gemiler ve uçaklar:

  • a) Boğazı hiç gecikmesiz katedecekler veya üzerinden uçacaklardır;
  • b) Boğaza kıyıdaş olan devletlerin egemenliklerine, toprak bütünlüklerine veya siyasi bağımsızlıklarına karşı tehdit veya kuvvete başvurmaktan veya Birleşmiş Milletler Antlaşmasında belirtilen uluslararası hukuk ilkelerine aykırı davranışlardan kaçınacaklardır;
    • c) Zaruret hali veya yardım gerektiren durumlar hariç olmak üzere, normal seyrüsefer usulleri uyarınca, sürekli ve hızlı bir geçişin gerektirdiği faaliyetlerin dışında her türlü faaliyetten kaçınacaklardır.
    • d) Denizde çatışmayı önleme Uluslararası Kuralları da dahil olmak üzere, denizde güvenlikle ilgili olarak genellikle kabul edilmiş uluslararası kurallara, usullere ve uygulamalara;
    • e) Gemilerin sebep olduğu kirliliğin önlenmesi, azaltılması ve kontrol altına alınması ile ilgili olarak genellikle kabul edilmiş uluslararası kurallara, usullere ve uygulamalara, uygun davranacaklardır.
  • Transit geçiş sırasında denize ilişkin bilimsel araştırmalar yapmaya veya hidrografik ölçümler almaya tahsis edilenler de dahil olmak üzere, yabancı gemiler, boğaza kıyısı olan devletlerin önceden izni olmaksızın araştırmalar veya ölçümler  yapamazlar.
  • Boğazlara kıyısı olan devletler, boğazlarda gemilerin güvenliğinin gerektirdiği durumlarda, gidiş-geliş yolları tespit edebilir ve trafik ayırım şemalarına uyulmasını isteyebilirler.                                                                         MONTRÖ KONVANSİYONU
  • Montrö Konvansiyonu, boğazlardan geçiş konusunu ticaret gemileri ve savaş gemileri açısından 4 durum ön görülmek suretiyle düzenlemiştir. Ticaret Gemileri
    a) Barış Zamanında

    • Ticaret gemileri barış zamanında; bayrağı ve yükü ne olursa olsun, gece ve gündüz Boğazlardan serbestçe geçebilirler.
    • Bu geçiş sırasında sadece sağlık kontrolüne tabi tutulabilirler. Bu kontrolde gündüz ve gece en çabuk şekilde yapılmak zorundadır.
    • Kılavuzluk ve römorkaj hizmeti isteğe bağlıdır.
    • Bu isteğe bağlı hizmetlere ilişkin ücretlerin zamanında yayınlanması gerekmektedir.
    • Mali yükümlülükler açısından Türk Bayraklı gemilerle diğer gemiler arasında bir ayırım yapılamaz.
    • Yükün türü ne olursa olsun bu kuralların dışında farklı muameleyi gerektirmez.
    • b) Türkiye’nin Tarafsız Olduğu Savaş Durumunda;
    • Türkiye’nin tarafsız olduğu savaş durumunda, ticaret gemileri yine bayrağı ve yükü ne olursa olsun, aynen barış zamanında olduğu gibi Boğazlardan serbestçe geçme hakkına sahiptirler.
    • c) Türkiye’nin Savaşan Olduğu Savaş Durumunda
    • Türkiye’nin savaşan oluğu savaş durumunda; tarafsız devletlerin bayrağını taşıyan ticaret gemileri, düşmana yardım etmemek kaydıyla, geçiş serbestisinden yararlanırlar.
    • Türkiye savaş hukukunun kendisine tanıdığı yetkileri kullanarak bu gemilerin taşıdığı yükü kontrol edebilir.
    • Bu durumda gemilerin Boğazlara gündüz girmeleri ve kendilerine Türk yetkililerince gösterilen rotaları izlemeleri gerekir.
    • Ayrıca kılavuz alma zorunluluğu getirilebilir ve bundan ücret alınabilir.d)Türkiye’nin Kendisini Pek Yakın Bir Harp Tehlikesi Tehdidine Maruz Saydığı Durumda;
        • Bu durumda ticaret gemileri, aynen barış zamanında olduğu şekilde serbestçe geçebilir.
        • Ancak bu durumda gemilerin Boğazlara gündüz girmeleri ve Türk makamlarının göstereceği rotayı izlemeleri gerekir.
      • Bu durum için ayrıca kılavuz mecburiyeti getirilebilirse de, mecburi kılavuzluk nedeni le ücret alınamaz.

      2) Savaş Gemileri
      a) Barış Zamanında;

      • Savaş gemilerinin Türk Boğazlarından geçişi ile ilgili olarak barış zamanında da bir takım sınırlamalar getirilmiştir.
      • Bu sınırlamaların getirilmesinin nedeni Türkiye’nin ve Karadeniz’e kıyıdaş  devletlerin güvenliklerinin sağlanması düşüncesidir.
      • Barış Zamanında; Boğazlardan geçecek savaş gemileri ile ilgili olarak Türkiye’ye önceden diplomatik yoldan bildirimde bulunmaları gerekmektedir.
      • Bu bildirimin normal olarak Karadenize kıyısı olan bir ülkenin savaş gemisi olması durumunda, geçişten 8 gün önce yapılması gerekir.
      • Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelerinin savaş gemilerinin ise geçişlerini 15 gün önceden bildirmeleri gerekir.
      • Yapılacak bildirimde gemilerinin adlarının, tiplerinin, sayısının, gideceği yerin, gidiş ve dönüş tarihlerinin bildirilmesi gerekmektedir.
      • Boğazlardan istisnalar saklı kalmak üzere, yalnız hafif su üstü gemileri, küçük savaş gemileri ve yardımcı gemiler geçebilir.
      • Bu gemilerin Boğazlara gündüz girmeleri gerekmekte ve Boğazların girişindeki istasyona durma mecburiyeti olmaksızın kimlik bildirmeleri gerekmektedir.
      • Boğazlardan geçecek savaş gemileri, üzerinde bulunan hava araçlarını kullanamaz, hasar ve arıza halleri hariç Boğazlarda gerekli olan süreden fazla kalamaz, bekleme yapamazlar.
      • Boğazlardan aynı anda geçiş halinde bulunan yabancı savaş gemilerinin toplam tonajı 15.000 tonu aşamaz.
      • Ancak; Karadeniz’e kıyıdaş olan ülkelerin 15.000 tondan fazla tonaja sahip harp gemileri teker teker ve en çok iki torpido botu refakatinde Boğazlardan geçebilecekleri kabul edilmiştir.
      • Karadeniz’e kıyıdaş olan ülkeler, Karadeniz dışında inşa ettirdikleri veya satın aldıkları denizaltı gemilerini de, bunların kızağa konduğunu veya satın alındığını Türkiye’ye zamanında bildirmek koşulu ile Boğazlardan geçirebilirler.
      • Karadeniz dışında tamir ettirecekleri denizaltılarını da Türkiye’ye haber vermek koşulu ile Boğazlardan geçirebilirler.
      • Ancak bu geçişlerin gündüz, su üstü seyir suretiyle ve teker teker yapılması gerekmektedir.
      • Karadeniz’e kıyıdaş olmayan devletlerin, hafif su üstü gemileri, küçük savaş gemileri ve yardımcı gemileri dışında kalan gemilerinin Boğazlardan geçiş ve Karadeniz’e çıkma hakkı bulunmamaktadır.
      • Ayrıca bu devletlerin Karadeniz’de bulundurabilecekleri deniz kuvveti miktarı da sınırlandırılmıştır.
      • Bu devletlerin Karadeniz de bulundurabilecekleri toplam tonaj 30.000 tonu aşamaz.
      • Karadeniz’e kıyıdaş olmayan devletlerin insani amaçlarla Karadeniz’e  toplam 8.000 tonu aşmayacak bir gücü geçirmeleri kabul edilmiştir.
      • Açıklanan tonajın dolmamış olması halinde, Türkiye bu geçişe izin verir.
      • Dolmuş olması halinde ise bu durum Karadeniz devletlerine bildirilir.
        • 24 saat içinde bu devletlerce bir itiraz yapılmaması halinde, Türkiye’nin 48 saat içerisinde kararını ilgili devletlere bildirmesi gerekir.
        • Ayrıca belirtilen 30.000 veya duruma göre, en fazla 45.000 tonluk deniz kuvvetinin, ancak 2/3’ünün aynı devlete ait olabileceği belirtilmiştir.
        • İlaveten; Karadeniz’e kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemilerinin, amaçları ne olursa olsun 21 günden fazla bu denizde kalamayacakları da sözleşmede yer almaktadır.
        • b) Türkiye’nin Tarafsız Olduğu Savaş Durumunda
        • Türkiye’nin tarafsız olduğu savaş durumunda, tarafsız olan devletlerin savaş gemilerinin, barış zamanı için belirtilen esaslar doğrultusunda Boğazlardan geçip Karadeniz’e çıkabilecekleri kabul edilmiştir.
        • Savaşan devletlerin savaş gemileri ise, aşağıda verilen istisnalar hariç Boğazlardan geçemez.
        • Ancak Karadeniz’e kıyıdaş olsun olmasın savaşan devletlerin, savaşın başlangıcında limanlarından ayrılmış olan savaş gemilerine limanlarına dönmeleri için Boğazlardan geçiş izni verileceği, bu gemilerin, kendilerine savaş hukukunun tanıdığı yetkileri, Boğazlarda kullanamayacakları belirtilmiştir.
            • Türkiye’nin tarafsız olduğu savaş durumunda, Boğazların Savaşan devletlerin savaş gemilerine kapalılığı ilkesine 2 itisna getirilmiştir.
          • Bunlardan birincisi, Milletler Cemiyeti Misakının 18. maddesi gereğince tescil edilen ve Türkiye’nin taraf olduğu bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince, saldırıya uğrayan devlete yardım etmek üzere saldırıya uğrayan devlete ait savaş gemilerinin Boğazlardan geçebileceğine dair bir istisna vardır.
          • Ancak bu hükmün bugün için geçerliliğini yitirdiği düşünülmektedir.
            • İkincisi ise; Milletler cemiyeti konseyinin önerisi uyarınca ortak bir harekete katılan savaşan devletlere ait savaş gemilerinin Boğazlardan geçebileceklerine dair istisnadır.
            • Milletler cemiyeti ortadan kalktığı için bu istisnanın da uygulama olanağının olmadığı söylenebilir.
            • Ancak, Montrö Sözleşmesine taraf olan ülkelerin tümü halen Birleşmiş Milletlere dahil olup, buna ilişkin sözleşme ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararları kabul etme ve uygulama yükümünü üstlenmiştir.
            • Bu durumda Birleşmiş Milletler Teşkilatı  çerçevesinde alınan zorlayıcı kararların uygulanması, bugün için de Boğazların Savaşan devletlerin savaş gemilerine kapalılığı ilkesinin bir istisnasını oluşturmaktadır.
            • c) Türkiye’nin Savaşan Olduğu Savaş Durumunda;
            • Türkiye’nin savaşta olduğu durumda, tarafsız devletler veya Karadeniz’e kıyıdaş olan veya kıyıdaş olmayan devletlere ait tüm yabancı gemilerin Boğazlardan geçişini ve Karadeniz’e çıkışını düzenlemek yetkisi Türkiye’de bulunmaktadır. 
            • d) Türkiye’nin Kendisini Pek Yakında Bir Savaş Tehlikesi Tehdidine  Saydığı Durumda;
            • Bu durumda; Türkiye’nin savaşan olduğu savaş hali ile ilgili düzenlemenin uygulanması gerekmektedir.
            • Ancak bu uygulamaya geçilmeden önce, bağlı oldukları limanlardan ayrılmış bulunan savaş gemilerine bu limanlara ulaşmak için geçiş izni verileceği, 
            • Bu düzenin uygulanmasına davranışlarıyla sebebiyet veren milletlerin savaş gemilerinin bu haktan yararlanamayacağı da ayrıca düzenlenmiştir.
              • Böyle bir «pek yakın bir savaş tehlikesi tehditi» nin takdiri Türkiye’ye ait olmakla birlikte bu hakkı sınırsız değildir.
              • Türkiye bu yetkisin, kullanmış olduğunu Milletler Cemiyeti Sekretaryası ile diğer taraf bildirmekle yükümlüdür. 

              Milletler Cemiyeti Konseyi’nin 2/3 çoğunluğu oy çokluğu ile bu tedbirin alınmasını haklı bulmaz ise, Türkiye bu tedbiri kaldırmak durumunda kalmaktadır

            • Milletler Cemiyeti ortadan kalktığı için bu hükmün bugün uygulanma olanağı yoktur. 
            • Ancak Türkiye’nin bu konuda sınırsız takdir hakkına sahip olduğu da söylenememektedir.
            • Çünkü bu takdir hakkının kullanılışı, normal uluslarararası kurallar doğrultusunda diğer taraf devletlerce tartışılabilir.                           3) Hava Araçları
            • Montrö Sözleşmesinde, Boğazlar üzerindeki  hava sahasında, yalnız hava taşıtları Akdeniz-Karadeniz arasında geçiş hakkına sahiptirler.
            • Bunlardan geçici uçuş yapanlar geçişlerini 3 gün önceden Türkiye’ye bildirmek zorunlulukları vardır.
            • Düzenli sefer yapanlar ise geçiş tarihlerini belirten genel bir bildirim ile geçerler.
            • Öte yandan Türkiye isterse anlaşmalarla diğer milletlere Boğazlar üzerindeki hava sahasından geçiş hakkı tanıyabilir.Montrö sözleşmesinin feshi ve değiştirilmesi usulü;
              • Bu sözleşmenin yürürlük süresi 20 yıl olup, bu süre dolduktan sonra akit taraflardan birinin talebi ile Sözleşmenin tüm taraflar açısından feshedilmesi imkanı bulunmaktadır.
              • Fesh etme isteği, iki yıl öncesinden Fransa Hükümetine yapılması gerekmekte ve bu fesih, ihbardan itibaren iki yıl sonra gerçekleşmektedir.
              • 20 yıllık süre dolduğu için Sözleşme yukarıdaki usulle taraflardan biri tarafından yapılacak ihbarı takiben  2 yıl sonra geçerli olacak şekilde her zaman feshedilebilir.
              • Sözleşmenin feshi halinde taraflar, bu konuda yapılacak yeni bir anlaşma için düzenlenecek konferansa katılmayı  taahüt etmektedirler.
              • Montrö Sözleşmesinin ortadan kalkması halinde bile uluslararası örf ve adet hukukun ön gördüğü geçiş serbestisi ilkesi saklı tutulmuş ve «geçiş ve seyir serbestisi» ilkesinin süresiz olduğu kabul edilmiştir.
                • Sözleşmenin kısmen değiştirilmesi ile ilgili usul ise şöyledir; Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden itibaren her beş senede bir taraflardan her birinin bir veya birkaç maddenin değiştirilmesini talep etme hakkı bulunmaktadır.
                • Değişiklik önerilerinin 5 yıllık süre dolmadan 3 ay önce diğer taraflara bildirilmesi gerekmektedir.
                •  Bu konuda diplomatik yoldan çözüm sağlanamaması halinde taraflar toplanacak konferansa katılmayı taahüt etmektedirler.
                • Konferansta değişiklik için kural olarak tarafların oy birliği aranır, ancak değişiklik önerisinin 14. ve 18. maddelerle ilgili olması halinde tarafların 3/4 oy çokluğu yeterlidir.
                  • Ancak bu tek başına yeterli olmayıp, Türkiye dahil diğer Karadeniz’e kıyıdaş devletlerin ¾’ünün bu ¾’lük çoğunluk içerisinde olması şarttır.
                  • Buradan Türkiye’ye ve diğer Karadeniz devletlerine bir veto hakkının tanındığı söylenebilir.
                  • Düzenleme bu şekilde olmakla birlikte bu güne kadar sözleşmede bu yönde bir değişiklik yapılmamıştır.

                   

                  Değişiklik için kural olarak bu önerinin diğer taraflarca desteklenmesi gerekir.

                  • Ancak, Boğazlardan geçecek savaş gemilerinin sayı ve tonajları ile ilgili 14. Maddesi ile savaş gemilerinin Karadeniz’de ki durumu ile ilgili 18. maddesine ilişkin hükümlerde değişiklik istenmesi halinde, bu önerinin diğer taraf devlerinden birisi tarafından desteklenmesi yeterlidir.

Yazar Hakan KAPLAN

Hakan Kaplan - DARGEB Kurucu
Denizcilik eğitimine 2011'de başladı. İzmir Güzelbahçe denizcilik lisesi güverte bölümünü 2015'de ve Yalova Üniversitesi - Deniz Ulaştırma İşletme bölümünü 2017 de derece ile tamamladı. Şuan aktif olarak Anadolu Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi ile Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliğine devam ediyor.Toplamda denizcilik eğitiminin 9.yılında. DARGEB platformuna kurucu ortaklık yaptı. İnstagram'da @suvaribeyinnotdefteri 'ni kurdu.Güncelleme tarihi:2020

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

UYUŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMLENMESİ

DARGEB GEMİ İNSANI KILAVUZU-2