KARASULARI
- Karasuları, kıyı devletinin kara ülkesini çevreleyen uluslararası hukuka uygun olarak belirli bir genişliğe kadar uzanan kıyı devletine ait deniz alanını ifade eder.
Bir başka tanımda ise; Karasuları «kıyı ile veya duruma göre iç sularla açık deniz arasında kalan ve genişliği her devletin iç mevzuatına göre tespit edilen deniz parçasıdır» biçiminde tanımlanabilir.
- Karasuları ve İç Sular kıyı devletinin deniz ülkesini oluşturan ve devletin egemenliğine tabi olan deniz alanlarıdır.
2.KARASULARININ HUKUKİ YAPISI
- Karasularının hukuki kaynağına ilişkin doktrin tartışmaları dört görüş olarak ortaya çıkmaktadır. Bunlar;
- a) Mülkiyet Hakkı Teorisi
- b) İrtifak Hakkı Teorisi
- c) Koruma Hakkı Teorisi
- d) Egemenlik Hakkı Teorisi a) Mülkiyet Hakkı Teorisi
- Bu görüşe göre, kıyı devleti, kara ülkesinde olduğu gibi, karasuları üzerinde de bir mülkiyet hakkına sahiptir.
- Devlet karasularını yabancı gemilere açmak, kapamak ve kara ülkesinde olduğu gibi karasuları üzerinde dilediği tasarruflarda bulunmak yetkisine sahiptir,der.
- Bu görüşe göre; kıyı devleti denizin altında, içinde, dibinde ve yüzeyinde bulunan canlı cansız her türlü doğal kaynaklar üzerinde mutlak mülkiyet hakkına sahiptir.
- Bu teoriye göre kıyı devleti, kıyıya yakın sular üzerinde sadece bazı kullanım haklarına sahiptir.
- Bu anlayışa göre kıyı devleti, karasularının sahibi olmadığı gibi, hakimi de değildir.
- Bu sebeple kıyı devleti karasuları üzerinde ceza ve özel hukuka ilişkin yetkilere sahip değildir,Bugün deniz ulaşımının serbest ve kesintisiz olmasını amaçlayan deniz hukuku bakımından, bu teori eksik bulunup terkedilmiştir. b) İrtifak (Kullanım) Hakkı Teorisi
- Bu teoriye göre kıyı devleti, kıyıya yakın sular üzerinde sadece bazı kullanım haklarına sahiptir.
- Bu anlayışa göre kıyı devleti, karasularının sahibi olmadığı gibi, hakimi de değildir.
- Bu sebeple kıyı devleti karasuları üzerinde ceza ve özel hukuka ilişkin yetkilere sahip değildir,
der.
- Bu teoride kabul edilmemiştir. c) Koruma Hakkı Teorisi
- Bu görüş; kıyı devletinin karasuları üzerindeki hakkının bir koruma hakkı olduğu görüşünü savunmaktadır.
- Yani yalnız koruma için gerekli olan haklara sadece deniz kaynaklarını korumanın gerekli olduğu ölçüde kullanabilir,
der.
- Bu teoride kabul edilmemiştir.
d) Egemenlik Hakkı Teorisi
- Egemenlik teorisine göre, «Devletin karasuları üzerindeki egemenliği, kara ülkesindeki egemenliği gibidir. Karasuları kıyı devletinin ülkesine aittir», der.
- 1958’ Cenevre’de toplanan konferansta egemenlik teorisi kabul edilmiştir.
- Aynı görüşü 1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi de benimsemiştir. Sözleşmede «Kıyı devletinin egemenliği kara ülkesinin ve iç sularının, bir takımada devleti söz konusu olduğunda ise takımada sularının ötesinde karasuları denilen bir bitişik deniz bölgesine kadar uzanır» ifadesini kullanmıştır.
- Uluslararası hukuk, devletin karasuları üzerindeki egemenlik yetkisini; zararsız geçiş hakkı, yargı yetkisini kullanmasına getirilen sınırlamalar gibi bazı konularda sınırlamaktadır.
- Bu tüm devletlerin deniz ulaşımını serbest ve kesintisiz bir şekilde yerine getirebilmek için yapılmıştır.
3.KARASULARININ SINIRLANDIRILMASI
- Karasularının kabul edilen ve tespit edilmesi gereken üç sınırı vardır. Bunlar,
- İç sınırı (kıyının nerede başlayacağını gösterir)
- Dış sınırı (Kıyının nerede biteceğini gösterir + Bitişik Bölgenin nerede başlayacağını)
- Yan sınırı ( komşu olan kıyıdaş iki devletin deniz ülkesi üzerinde sınırlarını)
Tespit etmek için önemlidir. a) Karasularının Dış Sınırı
- Karasularının dış sınırlarının tespit edilmesine ilişkin usul, gerek 1958 Cenevre Karasuları sözleşmesinde gerekse 1982 B.M. Deniz Hukuku sözleşmesinde ayni şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, “Karasularının dış sınırı, her noktası esas hattın en yakın noktasından karasularının genişliğine eşit uzaklıkta bulunan hattan oluşur.”der. Dış sınırların saptanmasında kullanılan yöntemler
- Karasularının dış sınırının tespitinde teknik olarak, normal esas hattan hareketle, 3 değişik yöntemin kullanılmaktadır.Birinci yöntem; paralel çizgi yöntemidir.
- Buna göre, kıyı çizgisine tam paralel olarak, kabul edilen genişlikte dış sınır çizmektir. Sahil tamamen düz olduğu veya hafif girinti çıkıntılarla devam ettiği takdirde bu şekilde çizilen dış sınırın her noktası, iç sınırın en yakın noktasına karasuları genişliğine eşit mesafede olacaktır.
- İkinci yöntem, yay yöntemidir.
- Burada, normal esas hat üzerindeki belirli noktalardan, karasuları genişliğinde açılan pergel ile yaylar çizilerek bu yayların birleştirmesi yoluna gidilir.
- Üçüncü yöntem ise; kıyı üzerindeki çıkıntı noktalarının düz çizgilerle birleştirip bu çizgiye paralel kabul edilen karasuları genişliğinde düz çizgiler çizmektir.
Komsu kıyıdaş devletler arasında karasularının dış sınırı
- A) Karşılıklı kıyılarda sınırın tespiti;
- «1982 B.M. Deniz Hukuku sözleşmesine göre, iki devletin sahilleri karşı karşıya olduğunda, aralarında aksine anlaşma olmadıkça, bu devletlerden hiçbirinin kendi karasularını, esas hatların en yakın noktalarından eşit uzaklıkta bulunan orta hattın ötesine uzatmaya hakkı yoktur.» der.
- Ayrıca, «Özel durumlar istisnası nedeniyle eşit uzaklık ilkesinin uygulanamayacağı durumlarda sınırlandırmanın hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde yapılması gerekecektir» der.
- Türkiye, Üçüncü Deniz Hukuku konferansında savunduğu görüşlerle uyum sağlamak amacıyla 20.05.1982 tarih ve 2674 sayılı Karasuları Kanunu’nun 2.maddesinde “Türkiye ile kıyıları bitişik veya karşılıklı olan Devletler arasında karasuları anlaşma ile sınırlandırılır. Bu anlaşma bölgenin bütün ilgili özellikleri ve durumları göz önünde bulundurularak, hakkaniyet ilkesin göre yapılır.” hükmüne yer vermiştir.
- Bununla beraber bu hüküm, tarihi hakların veya diğer özel durumların varlığı nedeniyle, her iki devletin karasularının başka şekilde sınırlandırılmasını gerekli olduğu durumlarda uygulanmaz ibaresi de yine aynı sözleşmelerde yer almaktadır.
- B) Kıyıları yan yana olan devletler arasında dış sınırın tespiti;
- Sınırdaş devletler arasında yan sınırın saptanması konusunda çeşitli yöntemler önerilmiştir;
- 1. Kara sınırını denize doğru karasularının dış sınırına kadar uzatmak. Böyle bir yöntem ancak kıyı ile kara sınırının bir dikey açı teşkil etmesi durumunda uygulanabilir.
- 2. Kara sınırı ile kıyının birleştiği noktada kıyıya bir dikey çizmek. Kıyı kavisli ise bu dikey çizgi bir başka noktada kıyı ile kesişebilir.
- 3. Kara sınırı ile kıyının kesiştiği noktadan kıyının genel istikametinde bir dikey çizmek. Kıyının genel istikameti kullanılacak haritanın ölçeğine göre değişebilir.
- 4. Kara sınırının kıyı ile kesiştiği noktadan geçen paraleli esas almak. Bu yöntemin her zaman uygulanması mümkün değildir.
- 5. Eşit uzaklık prensibinin uygulanması.